Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin ardından gelir dağılımındaki bozulmanın hızlandığını belirten Karal, “Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul hale geldi. Bu durum, Türkiye’deki ekonomik sistemin dar gelirli vatandaşların üzerine daha fazla yük bindirdiğini ve orta sınıfın yok olmasına yol açtığını gösteriyor” dedi.
Karal, 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nu da bu durumu pekiştiren bir belge olarak değerlendirdi. Hükümetin, yoksul vatandaşların sırtına yeni yükler eklemeye devam ettiğini belirten Karal, “Bugün ülkemizde, Mahsuni Şerif’in deyişiyle, ‘yoksulun sırtından doyan doyana’ bir hal almış durumdayız” şeklinde konuştu.
Karal, 2025 yılı için belirlenen 22 bin 104 TL’lik asgari ücretin, Birleşik Kamu-İş’in açıkladığı açlık sınırının altında kaldığını ifade ederek, bu durumu vatandaşları açlık ve yoksullukla baş başa bırakacak bir gelişme olarak nitelendirdi. Karal, “Bu veriler, ne yazık ki ülkemizin bir yoksullar toplumu haline geldiğini gösteriyor” dedi.
Karal, iktidarın sosyal yardımları bir “lütuf” gibi sunarak vatandaşları kendisine bağımlı hale getirme stratejisi izlediğini belirtti. Ancak bu yaklaşımın, ekonomi yönetimindeki başarısızlık ve gerçek verilerin gizlenmesinin bir sonucu olduğunu savundu.
“Ekonomik krizle mücadele için şeffaflık şarttır” diyen Karal, şeffaf bir yönetim anlayışıyla gelir adaleti sağlanabileceğini ve yoksulluğun ortadan kaldırılabileceğini söyledi.
Gelir adaletini sağlamak, yoksulluğu bitirmek ve şeffaf bir ekonomi yönetimi için DEVA Partisi olarak mücadele ettiklerini belirten Karal, “Gerçek ekonomiyi inşa etmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yorumlar kapalı.