Diyanet İşleri Başkanı, geçtiğimiz haziranda yaptığı açıklamada “İlahiyat fakültesi mezunu olmayanlar artık imam olamayacak” demişti. Bir süre önce ilan edilen 4 bin kişilik yeni kadroda ise lise mezunları için ‘hafız olmaları şartıyla’ bin 500 kişilik kontenjan ayrıldı.
Diyanet’in ‘lise mezunu imam’ ısrarına dikkat çeken Prof. İbrahim Maraş, yeni atanan din görevlilerinin ek bir eğitimden geçmesi amacıyla Diyanet Akademileri kurulduğunu hatırlattı. “İlahiyatları bile yetersiz gören Diyanet, hangi amaçla lise mezununu alıyor?” diye sordu.
Lise mezunu imamlar için getirilen hafız olma şartı konusunda, “İlahiyat mezunları hafızlar da var, ayrıca bu fakültelerde yüzde on hafız kontenjan bulunuyor” bilgisini veren Maraş, siyasi baskılara boyun eğilerek nitelikli din görevlisi yetiştirme hedefinin zedelendiğini ileri sürdü.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş “İlahiyat mezunları dışında kimse imam-hatip olarak atanmayacak” demişti. Buna rağmen 4 bin kişilik yeni kadroda lise mezunlarına bin 200 kişilik kontenjan ayrıldı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Maraş “İlahiyat öğrencilerinin göz ardı edilmesi, nitelikli din görevlisi yetiştirme hedefini zedeler” eleştirisi yaptı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, geçtiğimiz haziran ayında yaptığı açıklamada, ilahiyat mezunları dışında kimsenin imam-hatip olarak atanamayacağını belirtmişti. Diyanet, geçtiğimiz günlerde 4 bin imam hatip kadrosu açacağını duyurdu. Ancak bu yeni kadroda 1.500 kişilik kontenjanın İmam Hatip Lisesi mezunu hafızlarla yüksekokulu bitirenlere ayrılması dikkat çekti. Erbaş’ın açıklaması ile mevcut uygulama arasındaki çelişki, Diyanet’in neden lise mezunlarını atamada ısrarcı olduğu sorusunu gündeme getirdi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş
“Diyanet, ilahiyat eğitimini karşısına mı alıyor?” sorusunu yönelttiğimiz Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Maraş, atamaların bazı kesimlerin baskısıyla gerçekleştiği iddialarını hatırlattı. Geçmişte hafızlara ilahiyat fakültelerinde yüzde 10’luk kontenjan ayrıldığını hatırlatan Maraş “İmam hatiplik görevi için hafızlık eğitimi zorunlu değil. Buna rağmen kontenjan sayesinde yüksek puanlı ilahiyat fakültelerine hafız öğrenciler kabul edildi” dedi. Mevcut politikanın hem dini eğitim hem toplumsal sorumluluk açısından ciddi sakıncalar taşıdığını vurgulayan Maraş “Artık lise mezunu birçok alanda çalışamazken, imam gibi toplumsal sorumluluğu yüksek bir göreve atamak, toplumla uyumlu bir iletişim kurmasını beklemek gerçekçi değil. İmamlık, yalnızca dini bilgiyi değil toplumsal birikimi ve iletişim becerilerini de gerektiriyor. Camilerde toplumun her kesiminden insanla muhatap olacak birinin lise mezunu olması kabul edilemez. Diyanet’in bu politikası, siyasi baskılarla şekilleniyor. Özellikle imam hatip mezunlarından imam alınmaya devam edilmesi siyasi çıkarlara dayanıyor” ifadelerini kullandı.
Yorumlar kapalı.