160 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ercüment Akdeniz, duruşma salonuna getirildi. Salonun küçük olması nedeniyle avukatlar ve çok sayıda izleyici dışarıda kalırken, mahkeme başkanı Akdeniz’in avukatlarının büyük salona geçilmesi talebini kabul etmedi ve sanık avukatı sayısını 3 ile sınırladı.
BirGün Gazetesi’nin haberine göre Ercüment Akdeniz, savunmasında gözaltına alınma sürecine ilişkin önemli iddialarda bulundu: “Saat 5’te evden çıktıktan sonra gözaltına alındım. Polis otosunda yarım saat bekletildim. Avukatım evde olmasına rağmen erişimimi engellediler. Bana saati geldiğinde evimin basılacağı söylendi. Anahtarla kapıyı açma teklifimi kabul etmediler ve levye kullandılar.”
İddianamedeki hatalara da dikkat çeken Akdeniz, “İddianame maddi hatalarla dolu. Savcı ‘Faşizme Karşı Beleştepe’ diye bir kitap ismi yazmış. Bahsedilen kitap ‘Faşizme Karşı Birleşik Cephe’, yazarı Dimitrov” diyerek iddianamenin ciddiyetine ilişkin eleştiriler getirdi.
Duruşma öncesinde ve sırasında DİSK Basın İş Sendikası üyeleri, Akdeniz için adliye önünde bir basın açıklaması düzenledi. “Tutuklu gazetecilere özgürlük” pankartı açan sendika üyeleri, “Özgür basın susturulamaz”, “Özgür basın özgür ülke”, “Ercüment Akdeniz yalnız değildir” sloganları attı.
Aynı soruşturma kapsamında bir süre tutuklu kalan DİSK Basın İş Sendikası’ndan Elif Akgül, Ercüment Akdeniz’in 160 gün sonra ilk kez hakim karşısına çıktığını belirterek şunları söyledi:
“Ercüment yürüttüğü gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek tutuklandı. İddianamede haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmeler katıldığı paneller ve toplantılar suç olarak gösterildi. Ercüment Akdeniz’in karşı karşıya olduğu durum ülkede gazeteciliğin içinde bulunduğu karanlık tabloyu bir kez daha gözler önüne seriyor. İçinde bulunduğumuz dönemde yürütülen barış arayışı ile Ercüment’in tutukluluk sebebi, baştan sona çelişmektedir. Bir yandan barış mesajları verilirken, bir yandan gazetecilere, siyasetçilere yargı eliyle sopa gösterilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Her şeyden öte basın emekçilerinin haber verme, gerçekleri yazma görevi ve halkın haber alma hakkı siyasal iktidarın baskısıyla adım adım yok edilmek isteniyor. Bunun karşısında hakikati ve mesleki dayanışmayı sürdüreceğiz. Gazetecilik suç değildir. Gazetecilik hakikati savunmaktır. Gazetecilik halkın haber alma hakkı için yapılır. Bugün sadece Ercüment Akdeniz’i değil birçok gazeteci benzer gerekçelerle yargılanıyor ya da cezaevinde tutuluyor. Yine sendikamızın üyesi gazeteci Furkan Karabay, hiçbir somut gerekçe gösterilmeden tutuklandı ve aradan aylar geçmesine rağmen hakkında hala daha bir iddianame hazırlanmış değil.”
Yaşanan durumun bir susturma operasyonu olduğunu ifade eden Akgül, basın açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
















Yorumlar kapalı.