Başkent Ankara’da yer alan ve son yıllarda dikkatleri üzerine çeken Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi, mimarisiyle Türkiye’de benzeri olmayan bir kampüs deneyimi sunuyor. Üniversiteye adım atanlar, kendilerini Avrupa’da bir sanat sokağında ya da tarihi bir kent merkezinde geziyormuş gibi hissediyor.
Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin yerleşkesinde yer alan yapılar; farklı sanat dallarına hizmet eden fakülteler, atölyeler ve performans salonlarından oluşuyor. Mimari anlayışta Avrupa şehir estetiği ön planda tutulmuş. Yapıların oranları, pencere detayları, dış cephe dokuları ve sokakların ritmi, ziyaretçilere adeta İngiltere sokaklarında yürüyormuş hissi veriyor.
Üniversite öğrencilerinin de mimariden duyduğu memnuniyet oldukça yüksek. Müzik Bölümü öğrencisi Hatice Sıla Akgün, tercihini bu özel mimari yapıdan etkilenerek yaptığını ifade ediyor:“Üniversiteyi ilk kez sınav için geldiğimde gördüm. Mimari beni o kadar etkiledi ki ‘Burada okumalıyım’ dedim. Şimdi üçüncü yılımdayım ve her gün aynı mutluluğu yaşıyorum. Fotoğraflarını gören arkadaşlarım inanmakta zorlanıyor, ‘Gerçekten böyle mi?’ diye soruyorlar.”
Güzel Sanatlar Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Emir Özerhan da benzer duygular içerisinde. Üniversiteyi tercih etme nedenlerinden birinin mimari olduğunu belirten Özerhan, dış dünyayla kampüs arasındaki farkı şöyle anlatıyor:“Bu okulun mimarisi bana ilham veriyor. Hocalarımızın yaklaşımı da çok değerli. Fakat kampüs dışına çıktığımda gri ve sıradan binaların arasında buluyorum kendimi. Keşke bu mimari anlayış şehirde daha fazla yer bulsa.”
Üçüncü sınıf öğrencilerinden Alp Ergül ise mimarinin, eğitim motivasyonlarına katkı sunduğunu dile getiriyor:“Kampüsün ruhu gerçekten bambaşka. Bu atmosferde ders çalışmak, prova yapmak, konser hazırlıkları yapmak çok farklı bir his. Bazen gerçekten yurt dışında bir sanat akademisindeymişim gibi hissediyorum. Bu da bize büyük bir motivasyon sağlıyor.”
Taş döşemeli geçitler, dar ve kıvrımlı yollar, özenle tasarlanmış cepheler ve pastel renklerde boyanmış binalar, kampüse gelen herkeste hayranlık uyandırıyor. Özellikle kampüs içinde yürüyüş yapan ziyaretçiler, üniversitenin adeta bir Avrupa kasabası havası verdiğini söylüyor.
Rektör Prof. Dr. Erhan Özden, bu mimari tercihlerin tesadüf olmadığını vurgulayarak şunları söylüyor: “Üniversitemizin en dikkat çeken yönlerinden biri mimarisi. Avrupa’daki klasik kent dokusundan esinlenerek bu yapıları hayata geçirdik. Bu görsellik sadece öğrencilerimizin değil, dışarıdan geçenlerin bile ilgisini çekiyor. Kampüsümüz, eğitim kadar estetikle de öne çıkıyor.”
Yorumlar kapalı.