Antalya halı serimi, sadece turistik değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik bir değer taşıyor. Döşemealtı’ndaki 100 dönümlük tarla, adeta bir halı tarlasına dönüşmüş durumda. İşletmeler, aralarında yarım asrı aşan antika parçaların da bulunduğu el dokuması halıları, önce onarıp steril havuzlarda dezenfekte ediyor. Ardından bu halılar, güneş altında kurutularak doğal yollarla renkleri solduruluyor ve daha estetik, pastel bir görünüme kavuşturuluyor.
Halılara gösterilen özen yalnızca gündüzle sınırlı değil. Geceleri tarlalar, yağmur, hırsızlık ve yabani hayvanlara karşı korunuyor. İşçiler, köpekleriyle birlikte sabaha kadar nöbet tutuyor. Römorklara kurulan geçici alanlarda dinlenme, yemek ve çay molaları veriliyor. Tüm bu süreçte halıların güvenliği öncelikli olarak görülüyor.

İşletme sahibi Hasan Topkara, halıların çoğunun İstanbul’dan geldiğini ve bazılarının da yurt dışı kökenli olduğunu ifade etti. Topkara, “Bu yıl yaklaşık 15 bin halı serdik. Her biri çok kıymetli. Yağmur yağarsa anında toplanıyorlar. Hırsızlık yaşanmadı ama biz yine de gece gündüz tedbirliyiz” sözleriyle işin ciddiyetine dikkat çekti.

















Yorumlar kapalı.