Konuyla ilgili detayları anlatan Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği Başkanı Levent Kahrıman, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Tüketiciler, yeni ürünler satın almak yerine kullandıkları ürünleri ikinci el olarak satmaya ve satın almaya veya takas etmeye başlamaktadır. Bu kozmetik pazarındaki değişimin ve tüketici alışkanlıklarının dönüşümünün bir göstergesidir.”
“İkinci el kozmetik ürün yöneliminde ekonomik faktörler bunlardan biridir” diyen uzman isim Milliyet’e verdiği röportajda, “Lüks ürünler genellikle pahalıdır. Az kullanılmış bir ürünü satın almak, orijinal fiyatına kıyasla önemli bir tasarruf sağlayabilir. Bu tasarruf özellikle bütçesi kısıtlı olan tüketiciler için önemli bir faktördür. İkinci el ürün satın almak tüketicilerin yeni ürünler satın almadan önce ürün hakkında bilgi edinmek ve deneyimlemek istemesi, farklı markaları ve ürünleri denemek için daha uygun fiyatlı bir seçenek sunmaktadır. Sosyal medya platformlarında trendler ve ürünler hakkında bilgi edinen tüketiciler, bu ürünlere daha uygun fiyatlı bir şekilde sahip olmak için ikinci el pazarına yönelmektedir” dedi ve ekledi:
İkinci el pazarında, artık üretilmeyen veya zor bulunan ürünler de bulunabilir. Bu durum özgün ve sıra dışı ürünler arayan tüketiciler için cazip bir seçenektir. Tüketicilerin ürünü satın almadan önce cilt üzerindeki beklediği etkiyi karşılaması, hissetmesi için tester imkanı bulunmadığından ürün İncelemeleri, etkileşimler ve yorumlar önemlidir. İkinci el platformlarda, satıcılar ürünlere dair detaylı bilgiler ve fotoğraflar paylaşabilir ve alıcılar da ürün hakkında yorumlar yapabilir. Bu durum, ürünler hakkında daha fazla bilgi edinme ve seçim yapma imkanı sunmaktadır. Sonuç olarak tüketicilerin ikinci el kozmetik ürünlere olan ilgisi ve talebi, ekonomik faktörler, alternatif arayışlar, etkileşim, sosyal medya etkisi ve diğer faktörlerin etkisiyle artmaktadır. İkinci el kozmetik ürünleri cazip fiyat etiketleri ve sürdürülebilirlik algısıyla dikkat çekse de cilt için ciddi riskler oluşturabilir. İkinci el ürünler hijyenik koşullarda saklanmamış veya doğru şekilde temizlenmemiş olabilir. Bu durum ürünlerin bakteri, mantar ve virüs gibi mikroorganizmalarla kontamine olma riskini daha da artırır. İkinci el kozmetik bazı ürünlerde oldukça tehlikeli olabilir. Kontaminasyona açık, bulaş riski yüksek rimel, maskara, dudak renklendiriciler gibi kişisel ürünler, hijyenik nedenlerden dolayı ikinci el satın alınmamalıdır. Bu ürünler, önceki kullanıcının cilt mikroflorasını barındırabilir ve bu da enfeksiyonlara veya alerjik reaksiyonlara yol açabilir.
Her kozmetik ürünün raf ömrü ve açıldıktan sonra belirli bir kullanım süresi vardır. Bu süreler, ürünün içeriğine ve ambalajına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Raf ömrü, bir kozmetik ürünün kullanıma uygun ve güvenli kalacağı süreyi ifade eder. Açıldıktan sonra kullanım süresi ise bir kozmetik ürünün açıldıktan sonra ne kadar süreyle kullanılabileceğini gösterir. Bu süre de ürünün ambalajında ay veya sembol şeklinde belirtilir. Örneğin, bir ürünün üzerinde “6M” ifadesi varsa, bu ürünün açıldıktan sonra 6 ay içinde kullanılması gerektiği anlamına gelir. Bu duruma dikkat edilmelidir. Raf ömrü ve açıldıktan sonra kullanım süresi dolmuş ürünler bozulmuş olabilir ve cilde zarar verebilir.
“Bütçeye göre piyasada pek çok güvenilir ve uygun fiyatlı ürünler tercih edilmelidir. Mümkünse ikinci el tercih edilmemelidir. Sahte ve merdiven altı kozmetik terimleri güvensiz veya yasalara uygun olmayan yollarla üretilen ve pazarlanan kozmetik ürünlerini ifade eder. Sahte kozmetik ürünler orijinal markalara aitmiş gibi görünen ancak aslında marka tarafından üretilmemiş veya izinsiz olarak üretilmiş ürünlerdir. Sahte ürünler genellikle düşük maliyetle üretilir ve orijinal ürünlerle benzer ambalaj ve dış görünüme sahip olabilirler. Sağlık açısından ciddi riskler taşır. Bu ürünler, cilt reaksiyonlarına, alerjik tepkilere, enfeksiyon riskine ve kimyasal zararlara yol açabilir. Göz sağlığı için de tehlikeli olabilirler ve toksik maddeler içerebilirler.”
Kaynak: İHA
