1. Haberler
  2. Gündem
  3. İmamoğlu: Tayfun Kahraman’ın hapiste olması içimizi yakıyor

İmamoğlu: Tayfun Kahraman’ın hapiste olması içimizi yakıyor

featured
service

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Alexander von Humboldt Stiftung iş birliğiyle, Türk Ceza Hukuku reformunun 19. yıl dönümünde, “Bilme ve İstemeye Dair Araştırmaların Ceza Hukuku Sorumluluğu Bakımından Önemi” başlıklı bir etkinlik düzenlendi. 1-4 Haziran 2024 tarihlerini kapsayan programda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Santralistanbul Kampüsü’nde, 20 ülkeden ceza hukuku akademisyenleri, yüksek yargı organları mensupları, hakimler, savcılar ve avukatlar, “19. Türk Ceza Hukuku Günleri Humboldt-Kolleg İstanbul Bilimsel Etkinliği’nde bir araya geldi.

Etkinliğin açılış konuşmalarını İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Alexander von Humboldt Vakfı Temsilcisi Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fethi Gedikli, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kübra Doğan Yenisey ile 19. Türk Ceza Hukuku Günleri ve Humboldt-Kolleg İstanbul Koordinatörü Prof. Dr. Adem Sözüer yaptı.

“Hukuk ve adalet kavramlarının, modern dünyada, kamu kurumlarıyla vatandaş arasındaki zımni anlaşmanın temeli olduğunu ifade etmek isterim” diyen İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:

“Kamu gücünü elinde bulunduranlar, bu anlaşmayı bozmaya başladıkları anda, toplumsal uzlaşma ve birlik duygusu aşınmaya başlar. Bu anlamda kentsel aidiyet ve bir arada yaşama arzusu da kaybolur, ki dünyanın yüzde 85’inin neredeyse, ülkemizin yüzde 85’inin neredeyse kentlerde yaşadığı bir ortamda, böyle bir arzunun kaybolduğu ortamda, huzuru da bir ülkenin geleceğini de konuşmak, konuşabilmek mümkün olmaz. Kent yaşamında bu yönüyle hukuk ve adaletten uzaklaşmanın en yıkıcı sonuçlarından bir başka süreç de derin bir endişe ve güvensizlik hissidir. Öyle sanıyorum ki bu his, bir yanıyla da kentlerdeki suç artışını besleyen önemli faktörlerden birisi. Barınma, sağlık, eğitim, ulaşım, kültür gibi temel kentsel olanaklara erişememek hepimizi derinden etkiler. Kentsel olanaklara erişimde yaşanan büyük adaletsizlikler, hepimizde bir başka duyguyu uyandırır. O da itiraz duygusu. Aynı şekilde kente dair söz söyleme, yönetimi etkileyebilme, kenti dönüştürebilme, imkanlarının yokluğu ya da yetersizliği de vatandaşlarda itiraz duygusunu uyandırır.

Hepimizin hissettiği bu itiraz duygusu, aslında çok sevdiğimiz ve gerçekten bana göre insanlığın en önemli icatlarından birisi olan demokrasi kültürünün de temelidir. Bu itiraz duygusu, kamu yönetimin iyileştirilmesinin, verimli hale gelmesinin de mutlak güvencesidir. Biz, İstanbul’u işte tam da bu yönde, bu anlayış içerisinde yönetme gayreti içerisinde olan bir ekibiz. Bir yandan İstanbul’un kentsel olanaklarını arttırırken, bir yandan da hemşehrilerimizin bu olanaklara adil bir biçimde erişebilmelerini sağlamaya dönük, güçlü müdahaleler yapıyoruz. Vatandaşların söz söyleme, talep etme, itirazlarını dile getirme, haklarını özgürce kullanabilmelerini sağlamaya yoğun bir biçimde gayret ediyoruz. Kentsel adalet, herkes için çok gereklidir. Az önce söylediğim orandaki kent yaşamının var olduğu ülkemizde de dünyada da artık bu yüzyıla, ‘şehirlerin yüzyılı’ şekliyle ifade edildiği bir ortamda çok gerekli. Ancak çocuklar, yaşlılar, engelliler, kadınlar, göçmenler, farklı dilsel ve dinsel topluluklar gibi grupların, adil bir kente duydukları ihtiyacın çok daha acil ve yaşamsal olduğunun da farkındayız. Bunun gereğini de en iyi şekilde yapmaya yüksek gayret gösteren bir ekibiz.

Kentsel adalet, bizim için ifade ve örgütlenme özgürlüğünü bireylerin yaşam tarzlarını ve kültürlerini devam ettirme özgürlüğünü de içeren geniş bir kavramdır. Bu nedenle bireysel özgürlüklerin korunması, ayrımcılığın önlenmesi, farklılıklarla bir arada yaşama olanaklarının artışı yolunda politikalar, ön en önde duran unsurlarımız. Geçtiğimiz beş yılda İstanbul’da, ‘herkes için hukuk ve adalet’ perspektifiyle çok önemli işler yaptık, çok değerli adımlar attık, bundan sonra da atmaya devam edeceğiz. Özellikle dünyada çok az örneği olan birçok uygulamamız; Halk Süt ya da 150 sayısına erişmeye az kalan kreş çalışmalarımız, Askıda Fatura uygulaması gibi bahsedebileceğim birçok sosyal politika hamlelerimizin her birisi, kentsel adaletin çok yaratıcı dilimleri İstanbul’umuz adına.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İmamoğlu: Tayfun Kahraman’ın hapiste olması içimizi yakıyor
Yorum Yap

You Can Subscribe To Our Newsletter Completely Free

Don't miss the opportunity to be informed about new news and start your free e-mail subscription now.

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Sosyal Medyada Biz