Oy birliğiyle alınan karara göre, protokollerin bağlayıcılığı sendikaların toplu iş sözleşmesi yapma hakkını kısıtlıyor ve dolaylı olarak grev hakkını da etkiliyordu.
CHP’li milletvekillerinin başvurusu üzerine yapılan incelemede, 6356 sayılı yasaya eklenen ek 2. maddenin anayasaya aykırı olduğu tespit edildi. Bu maddeye göre, çerçeve protokollerindeki hükümler, geçerlilik süresi içinde ilgili idareler ve sendika konfederasyonları için bağlayıcı oluyordu.
Sözcü’de yer alan habere göre; Anayasa Mahkemesi’nin kararında, çerçeve protokollerinin sendikaların toplu iş sözleşmesi yapma hakkını kısıtladığı ve grev kararı alma sürecini etkilediği vurgulandı. Karar, sendikal faaliyetler ve sendika hakkı kapsamındaki haklara temas ettiği için Anayasa’nın 13. ve 51. maddelerine aykırı bulundu.
Ekim 2017’de yürürlüğe giren 696 sayılı KHK ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na eklenen bu maddeyle, hükümet ve kamu işveren sendikaları ile işçi sendikaları konfederasyonları arasında kamu işçilerinin mali ve sosyal haklarını belirlemek üzere çerçeve anlaşma protokolleri imzalanmasına olanak tanınmıştı.
Ancak Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla, çerçeve protokollerinin bağlayıcılığına ilişkin düzenleme iptal edildi ve böylece sendikaların grev hakkı iade edilmiş oldu. Çalışma ekonomisi profesörü Aziz Çelik’e göre, bu karar ile konfederasyonların üye sendikaların grev hakkını askıya alma yetkisi sona ermiş oldu.
Çelik, çerçeve anlaşma protokollerinin artık yol gösterici olabileceğini belirterek, üye sendikaların isteğe bağlı olarak bu protokolleri esas alabileceklerini ifade etti. Bu kararın, halihazırda yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi çerçeve protokollerinin hukuken dayanaksız kaldığını da vurguladı.
Yorumlar kapalı.