Yıllardır sadece fındık meyvesiyle bilinen ve ticari anlamda değerlendirilen fındık bitkisinin yaprakları, bölge halkı tarafından yeniden keşfediliyor. Giresun Piraziz’de yerel halk, mayıs ayında toplanan taze fındık yapraklarını geleneksel tariflere uygun olarak sarmaya devam ediyor. Piraziz Yerel Eylem Grubu Derneği (PİRYEG), bu kültürel değeri yaşatmakla kalmayıp, unutulmaya yüz tutmuş yöresel yemek kültürüne de öncülük ediyor.
PİRYEG üyesi Demet Öztürk, “Bir teyzem ‘Mayıs geldi, fındık yaprağı sarması saracağız’ deyince ilgim arttı ve öğrendim. Uç yapraklar toplanıp sıcak suda haşlanıyor, klasik iç harçla sarılıyor. Limon sıkıldığında asma yaprağından ayırt etmek neredeyse imkânsız oluyor,” diyerek hem geleneğin hem de lezzetin önemine vurgu yaptı.
Giresun Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Çebi, fındık yaprağının geleneksel kullanımlarının ötesinde sağlık açısından büyük bir potansiyel taşıdığını belirtti. Laboratuvar ortamında yapılan araştırmalarda, fındık yaprağından elde edilen etanol ve metanol ekstraktlarının meme ve akciğer kanseri hücrelerine karşı güçlü hücre öldürücü etkiler gösterdiği tespit edildi.
Prof. Dr. Çebi, “Yaprakta kemoterapötik etkisiyle bilinen ‘paklitaksele’ benzer doğal bileşenler bulundu. Bu, fındık yaprağının alternatif antikanser ajan olarak değerlendirilebileceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Fındık yaprağındaki antikanser etken maddelerin ilaç formuna dönüştürülmesi için çalışmaların devam ettiğini aktaran Prof. Dr. Çebi, “Paklitaksel şu anda porsuk ağacından elde edilen bir madde ve ilaç formuna dönüştürüldü. Biz de fındık yaprağını alternatif bir kaynak olarak araştırıyoruz. Şu an bu konuda proje ve çalışmalar sürüyor. Fındık yaprağı sarması sadece yöresel bir besin değil, gelecekte umut vadeden bir sağlık kaynağı” dedi.
















Yorumlar kapalı.