Evinin çatısına yerleştirdiği kovalarla yağmur suyunu biriktiren Aydın, süzdüğü bu suyu hem günlük işlerinde kullanıyor hem de içmeyi sürdürüyor. Yıllardır ailesine ve kendisine iyi geldiğine inandığı bu yöntemi devam ettiren Aydın, değişen çevre koşullarına rağmen geleneğinden vazgeçmiyor. Öte yandan uzmanlar, kirlenen hava ve çevre faktörleri nedeniyle yağmur suyunun içilmesinin sağlıklı olmadığını vurguluyor.
Yağmur suyunun şifa verdiğine inandığını dile getiren Aydın, ” Yağmur suyunu biriktirip, içmeyi 30 yıl önce kayınvalidemden gördüm. O zamandan beri de yapıyorum. Kayınvalidem nisan yağmurlarını biriktirir, çocuklara içirip, duş aldıkları suların içerisine katar ve yüzünü yıkardı. Ondan gördüklerimi şimdi ben de uyguluyorum. Kendim hem kullanıyorum hem de içiyorum. Şifa getirdiğine inandığım için yapıyorum. Köyün havasını temizdi, o zamanlar biriktirip kullanıyorduk. Şimdi ortam pis ama yine de o kadarcık su beni zehirlemez diye düşünüp içiyorum” diye konuştu.
Aydın, ailesinin bu alışkanlığa pek sıcak bakmadığını belirterek, “Çocuklarım ve eşim içmek istemedi ama zorla içirdim” dedi.
Nisan ayları geldiğinde bu geleneği sürdürmeye devam ettiğini söyleyen Aydın, yağmur yağarken balkonundaki çiçekleri dışarı çıkarıp çatıda kovalarla su topladığını ifade etti. Süzdüğü bu suyla yüzünü yıkadığını, yemeklerde ve çorbalarda kullandığını aktaran Aydın, kayınvalidesinin de yoğurt mayalarken yağmur suyu kullandığını gördüğünü belirtti. Çocuklarının bu alışkanlığa garip baktığını dile getiren Aydın, “Her şeyden zehir alırken sene içerisinde içtiğim 3-5 bardak yağmur suyu mu beni zehirleyecek?” diyerek tepkisini dile getirdi.
Yorumlar kapalı.