Kennedy’ye imajı mı kazandırmıştı?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ABD’de Başkan adaylarının TV’de bir araya gelerek tartışma geleneği 1960 yılında başladı. Senatör John F. Kennedy, bronz teni ve fotojenik görünümüyle dikkat çekiyordu. Richard Nixon ise bitkin gibiydi ve sürekli terliyordu. Yıllar sonra Kenndy ve Nixon ile ilgili geleneksel bir kanı oluştu. İmaj galip gelmişti, bu Kennedy için ödüldü, Nixon ise cezalandırılmıştı. En büyük etken imajlarıydı yani. Ancak iletişim profesörü Joseph Campbell’in The Conversation’daki makalesine göre Nixon ile JFK arasında televizyonda yayınlanan ilk başkanlık tartışması hakkında bugün insanların söyledikleri, 1960’daki tepkilerle örtüşmüyor.

Time dergisi 2016’da, siyasi tartışmalardaki en büyük yanlışları anlatırken, TV’deki tartışma olmasaydı Kennedy’nin şansı olmadığını yazmıştı ve makale şöyle devam ediyordu “Görünüşe göre Nixon’ın ölümcül hatası imajın gerçek gücünü fark edememesiydi.”

Makalenin devamında NewYork Times’ın eski genel yayın yönetmeni Max Frankel’ın Nixon’ın 1994’teki ölümünden birkaç ay sonra alaycı bir şekilde yazdığı şu cümlelere de yer verilmiş: “Nixon üst dudağının terli olması nedeniyle 1960’ta bir televizyon tartışmasını ve Başkanlığı John F. Kennedy’ye kaptırdı.”

Joseph Campbell, Nixon’ın sıcak stüdyo ışıkları altında terlediğini ancak o zamanlar çok az analistin başkan adayının görüntüsüne odaklandığını söylüyor. Pek çok uzman her iki adayın da gergin olduğu konusunda hemfikirdi. Hatta bazıları Nixon’ın daha iyi olduğuna inanıyordu.O döneme hakim olan görüş tartışmanın 1960 başkanlık yarışıyla ilgili hiçbir şeyi çözüme kavuşturmadığı yönündeydi. Tartışma berabere bitmişti!Şikago’daki bir TV stüdyosunda, izleyici olmadan gerçekleşen, türünün ilk örneği olan bu tartışma hakkında bugünlerde kamuoyuna yansıyanlar, o dönemdeki tepki ve algılarla örtüşmüyor.

Campbell, ‘Medya Odaklı Mitler’ adlı kitabında yer alan ‘Yanlış Anlamak’ bölümü için araştırma yaparken tartışmanın hemen ardından gazetelerde yer alan makaleleri, yorumları incelemiş. Görünüşe göre günümüzde konuşulduğunun aksine Nixon’ın performansının berbat olduğu, Kennedy’nin ise çok çekici olduğununa dair genel bir kanı yok.

Örneğin Washington Post, tartışmadan iki gün sonraki başyazısında şöyle diyor, “İki performanstan Nixon’ınki daha iyiydi. Kendisi profesyonel bir tartışmacı. Bir öğrenciye ders veren ustanın biraz kibirli havasını aktarmayı başardı.”

ABC News’dan Howard K. Smith de Nixon’ın Kennedy’den ‘çok az daha’ iyi olduğunu düşünmüştü. The Assosciated Press’in yazarlarından biri Nixon’a samimiyetinden yüksek puan vermiş. Liste böyle devam ediyor…TV’deki ilk tartışmada iki liderin benzer bir peformans gösterdiği, hatta Nixon’ın ‘daha iyi’ olduğu inancı yıllar yıllar sonra nasıl değişti? Seçimlerde Kennedy başkanlığı 0,2 yani 118 bin oy farkla kazanmıştı. Siyaset yazarı, Pulitzer ödüllü Theodore White, ‘The Making of The President, 1960’ adlı kitabında iki adayın TV’de tartışmasının çok önemli olduğunu savunuyordu. White’ın yorumu etkileyici: “Kameralar senatör Kennedy ve dönemin başkan yardımcısı Nixon’ın üzerine dönene kadar, Kennedy olgunlaşmamış, genç ve deneyimsiz olduğu için başkan yardımcısının saldırısına maruz kalan bir çocuktu. TV’de hem vücut şekli, hem de davranışlarıyla başkan yardımcısının eşitiydi.”

Televizyondaki tartışmaların ne kadar etkisi olduğu elbette kesin değil. Üstelik şimdi sosyal medyasından yapay zekasına seçimleri yönlendirebilecek malzeme çok. Biden ve Trump’ın TV’deki yarışının sonuçlarını şimdiden kestirmek zor. Ben sadece günün birinde bizim buralarda da iki rakip televizyonda tartışır mı onun merakındayım.

Algıda seçicilik mi bilmiyorum ama kitabı karıştırdıktan sonra önceki gün de ‘Psychology Today’ dergisinde bir makale okudum. 2023 Edelman Güven Barometresi’nin de ortaya koyduğu gibi Batı toplumları giderek daha fazla kutuplaşıyormuş. Çok dert etmesinler biz onlara anlatırız durumu. Deniyor ki ABD ciddi şekilde kutuplaşmış durumda; İngiltere, Fransa ve Hollanda da aynı tehlikeyle karşı karşıya. Kanada, İrlanda ve Avustralya’nın yolu yol değilmiş, kıyın kıyın gidiyorlarmış kutuplaşmaya.Frontiers in Psychology dergisindeki yakın tarihli bir makalede James Shyah-Tau Wu ve meslektaşları kutuplaşmanın bilişsel esnekliği azalttığını, insanları yeni bilgiler üzerine inançlarını güncelleme ve farklı düşünme biçimleri arasında geçiş yapma konusunda daha az yetenekli hale getirdiğini savunuyor. Bilişsel katılık da kutuplaşmayı artırıyor. Bu kısır döngü, insanların yalnızca kendi gibi düşünenlerle etkileşime girmesine yol açıyor. Başka bir grubun bakış açısıyla yüzleşmemek alışkanlık haline gelince diğer insanlarla yapıcı bir etkileşim kurulamıyor.Hatırlarsanız ‘Kızıl Goncalar’ dizisi üzerine yaşanan tartışmalarda da bunun bir örneğini görmüştük.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Kennedy’ye imajı mı kazandırmıştı?

You Can Subscribe To Our Newsletter Completely Free

Don't miss the opportunity to be informed about new news and start your free e-mail subscription now.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Sosyal Medyada Biz