Ziyaret ardından açıklama yapan Kılıçdaroğlu, Kobani Davası’nda 42 yıllık hapis cezası verilen Demirtaş için ‘sivil siyasetin öncüsü’ diyerek “Demirtaş dışarda olsaydı sivil siyasetin önü daha çok açılırdı ve eminim terör olayları biterdi. O nedenle Demirtaş’ın içerde olmasını doğru bulmuyorum” ifadelerini kullandı.
Artı Gerçek’te yer alan habere göre, Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Sayın Demirtaş sivil siyasetin öncüsü. Türkiye’de herkesin huzur içinde, mutlu yaşamasını arzu ediyor. Türkiye’yi, dünya siyasetini yakından izliyor. Sayın Mızraklı da aynı şekilde. Dolayısıyla bizim görevimiz yeni bir siyaset dilini Türkiye’ye egemen kılmak. Türkiye’de bütün yurttaşların huzur içinde yaşamasını, barış içinde yaşamalarını, düşüncelerini özgürce dile getirmelerini arzu ediyoruz. Ben sayın Demirtaş’ı uzun süredir izliyorum. Kendisini yakından görmek, uzun bir sohbet gerçekleştirmemiz de benim açımdan son derece yararlı oldu.
Türkiye siyasetini de konuştuk. Komşularımızdaki gelişmeleri, dünya siyasetini konuştuk. Az önce de ifade ettim yeni bir siyaset diline ihtiyaç olduğunu dile getirdiler. Sivil siyasetin ne kadar önemli olduğu vurgulandı zaten. Dolayısıyla bu çerçevede bir değerlendirme yaptık.
Ben tabi Türkiye’de hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü hapse atılmasını istemem. Düşünceyi saygıyla karşılarız, kendilerinin düşüncelerine katılırız katılmayız o ayrı bir şeydir. Ama bir kişinin düşüncelerini ifade etmesi son derece değerlidir. Ve demokrasilerde bu kaçınılmazdır, böyle olmalıdır.”
Dokunulmazlıkların kaldırılması ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde Zafer Partisi ile yapılan protokolle ilgili Demirtaş’ın bir siteminin olup olmadığı yönündeki soruyu cevaplayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi.
“Hayır, bu konuda herhangi bir şey görüşme olmadı. Zaten iki değerli arkadaşımız da benim siyaset konusunda ve Türkiye’de sorunların çözülme konusunda ne kadar samimi olduğumu biliyorlar. O dönem iktidar bir anayasa değişikliğini terör olayları üzerinden referanduma sunmak istiyordu. Bu çok daha büyük sorunlar yaratacaktı ve biz buna engel olduk.
Türkiye’de yeni bir sivil siyaset dilinin olması. Türkiye’de insanların huzur içinde yaşamaları bu çerçevede aramızda ayrılık yok. Düşüncelerimizi rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Gençlerin yurt dışına gidişleriyle ilgili kaygılarını da dile getirdi arkadaşlarımız. Türkiye’nin bu sorunları çözmesi lazım. Türkiye en değerli varlıklarını kaçırıyor.”
Yorumlar kapalı.