Basın bildirisinde, “Eli silah tutan erkekleri Kızıl Ordu saflarında cephede savaşırken, yaşlı, kadın ve çocuklardan oluşan Kırım Tatar halkı 80 yıl önce Sovyet Rusya yönetimi tarafından vatanlarından topyekün sürgüne gönderilmişti,” ifadesi yer aldı. Bu sürgünde, açlık, susuzluk ve karanlık, havasız hayvan vagonlarında günlerce süren yolculuklar sonucunda ve sürgün bölgelerindeki perişanlık nedeniyle Kırım Tatarlarının nüfuslarının %46’sını kaybettikleri vurgulandı.
Sovyetler Birliği’nin son dönemlerinden itibaren, Kırım Tatarlarının kendi imkanlarıyla sürgün yerlerinden vatanlarına dönmeye başladığı ve Kırım’da yeniden kök salarak öz yönetimlerini kurdukları, eğitim, kültür ve sosyal alanda kurumlarını oluşturmayı başardıkları belirtildi. Bildiride, “1990’lı yılların başından itibaren her yılın 18 Mayıs’ında Kırım’da şehir merkezlerinde bir araya gelen Kırım Tatarları matem günlerini kitleler halinde büyük kalabalıklarla anar hale gelmiştir,” denildi.
Ancak, bildiride, Rusya’nın Kırım’ı 27 Şubat 2014 tarihinde işgal etmesinden bu yana, Kırım Tatarları üzerindeki baskıların artarak devam ettiği ifade edildi. “Kırım Tatar Milli Meclisi’nin faaliyetlerini yasaklayan, Kırım Tatar liderlerini Kırım’a sokmayan, Kırım’da kalanları hapislerde tutan Rusya, Kırım Tatarlarının 25 yıl içerisinde oluşturduğu milli, sosyal ve kültürel birikimlerini ellerinden alırken, sistemli bir şekilde sürdürdüğü baskıları ile Kırım’ı Kırım Tatarları için bir açık hava hapishanesine dönüştürmüştür,” ifadesine yer verildi.
Rusya’nın, Kırım’ın işgal edildiği 10 yıldan bu yana Kırım Tatarlarının matem günlerini anmalarına bile tahammül edemediği belirtilen bildiride, Rusya’nın Ukrayna genelinde başlattığı saldırılara da dikkat çekildi. “Rusya, iki yıldan fazla bir zamandır Ukrayna genelinde başlattığı saldırıları ile yakmaya, yok etmeye, savaş ve insanlık suçlarını işlemeye pervasızca devam etmektedir,” denildi.
Kırım Tatar halkının muhaceretteki temsilcileri olarak, Rusya’nın Kırım Tatarlarını yok etmeye yönelik politikalarına karşı duracaklarını belirten Kırım Vakfı, “Acılarımızı ve kimliğimizi asla unutmayacağız. Varlığımızı korumaktan asla vazgeçmeyeceğiz. İnsani ve demokratik prensiplerimizle hak ve adalet yolunda mücadelemize devam edeceğiz,” açıklamasında bulundu.
Bildirinin sonunda, “İnsanlık suçu olan 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 80. yıldönümünde sürgün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Unutmadık! Unutmayacağız!” ifadesiyle sürgün şehitlerine saygı duruşunda bulunuldu.
Yorumlar kapalı.