Sanık avukatları adına Avukat Mustafa Demir imzasıyla HSK’ya gönderilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığı Muhabere Bürosu’na teslim edilen dilekçede, şu ifadelere yer verildi:
“Duruşma teknik imkanlar kullanılmak suretiyle kayıt altına alınmıştır. Ses ve görüntü kaydı alınan dava dosyasının duruşmasında bir kısım meslektaşlarımızın ifade ettiği üzere sanıkların sorgu/savunması alınmadan önce iddianamenin okunması, sanıkların yasal haklarının hatırlatılması gerektiği belirtilmesine karşın duruşma hakimi tarafından sanıkların susma hakkı ve diğer hakları hatırlatılmadan, ayrıca savcı tarafından iddianame okunmadan sanıkların savunmasına geçilmiştir.
Bu hususa ilişkin itirazlarımız duruşmaya ilişkin görüntü ve ses kayıtlarının temini halinde görülecektir. Ancak sonradan UYAP’a yüklenen duruşma tutanağında sanki CMK m.147’de belirtilen haklar hatırlatılmış gibi duruşma tutanağı düzenlenmiştir. SEGBİS kayıtlarının temini, duruşmadaki avukatların ve sanıkların bilgisine başvurulması halinde CMK m.147’de belirtilen haklar hatırlatılmadan ve iddianame dahi okunmadan sanıkların savunmasının alındığı anlaşılacaktır.”
Dilekçenin devamında da şu gerekçeler sıralandı:
“Bahse konu dava dosyasında çocukların da yargılanması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 185’inci maddesi uyarınca duruşma kapalı icra edilir. Yine Çocuk Koruma Kanunu’nun 22’nci maddesi çocuk, velisi, vasisi, mahkemece görevlendirilmiş sosyal çalışma görevlisi, çocuğun bakımını üstlenen aile ve kurumda bakılıyorsa kurumun temsilcisi duruşmada hazır bulunabileceği belirtilmiştir. ‘Suçluyu kayırma’ suçunun adliyeye karşı işlenen suçlardan olması bu suçun mağduru veya suçtan zarar göreninin UCİM (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneğinin) katılan olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin itirazlarımıza rağmen duruşma hakimi CMK m.237.maddesindeki açık hükme aykırı davranmak, Avukatlık Kanunu’nun 76’ncı maddesindeki ‘Baroların kuruluş ve niteliklerini’ düzenleyen hükme atıf yapmak suretiyle ilgisiz derneği ilgisiz kanun hükmü ile katılan olarak kabul etmiştir.
Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin kanun hükmüne rağmen çocukların yargılandığı bir dava dosyasına ilgisiz derneği adeta baro gibi değerlendirmek suretiyle davaya katılmasını sağlayıcı yol açıldığı, çocukların üstün yararının gözetilmediği anlaşılmıştır. Bu şartlar altında hakimin tarafsızlığı ve bağımsızlığına ilişkin şüphe dile getirilmiş ve duruşmada reddihakim talebinde bulunduk. Yasada yeri olmadığı halde ‘reddihakim talebinin yazılı dilekçe ile verilmesi gerektiği’ gerekçesi ile reddihakim talebinin reddine karar verilerek duruşmaya devam edilmiştir. Duruşma sırasında bunun üzerine reddihakim dilekçesi yazılı olarak sunulmasına ve ilgili mevzuat hükmünde yazılılık şartı bulunmadığı hatırlatılmasına rağmen duruşmaya ara verilmeden devam edilmiştir. Reddihakim talebimiz konusunda usulüne uygun bir karar alınamamıştır” ifadeleri yer aldı.















Yorumlar kapalı.