Yaylada yaşamını sürdüren 69 yaşındaki Mustafa Bilici, hem yerli hem de yabancı turistlerin sık sık yaylayı ziyaret ettiğini belirterek bu durumdan son derece memnun olduklarını söyledi. Turistlerin ilkbaharda başlayarak kışa kadar düzenli olarak yaylaya geldiğini söyleyen Bilici, “Turistler en çok ağustosta geliyor, önce gelirlerse soğuk oluyor. Bu dönemde okullar açıldı, yerli turist pek gelmiyor ama yabancılar geliyor. Turistleri bekliyoruz, başımızın üstünde yeri var misafirlerimizin” sözlerini dile getirdi.
Yaylaya gelen kişilerin sıcakkanlılıkla karşılandığını ifade eden Bilici, turistlerden hiçbir maddi kazanç beklemeden misafir ettiğini ve bu kültürü görüp alışmaları gerektiğini söyledi. Kaçkar dağlarında gelen serinliğin yaylaya ayrı bir çekicilik kattığını ifade eden Bilici, buraya gelen kişilerin daha önce görmedikleri bir manzara ile karşı karşıya kalacaklarını söyledi. Eskiden çok 4-5 metre kadar kar yağdığını belirten Bilici hiçbir yerde yeşillik görünmediğini ancak 15 senedir o şekilde bir kar yağışı görmediklerini aktardı.
Manzarasının yanı sıra lezzetleriyle de dikkat çeken Kavron Yaylası, en çok mıhlaması ile biliniyor. Gelen turistlerin çoğunlukla mıhlama istediğini ifade eden Bilici, “Burada bir, iki tane kafe tarzı yer var, yemek yapıyorlar. Buranın en özel yemeği mıhlama, yabancı ve yerli turistler de mıhlama yemeye geliyorlar. Buradaki peynir, yağ tamamen doğal, hiçbir katkı maddesi bulunmuyor. Onun için gelenler tadına bakmak istiyor.” şeklinde konuştu.
Karadeniz’in bir başka güzelliği olan Trabzon’dan Kavron Yaylası’na gelen Hacer Kıroğlu, yaylada doğanın çok güzel olduğunu belirterek doğada kendini bulduğunu söyledi. Akan derenin sesinin bile huzur verdiğini belirten Kıroğlu, sonbaharda ağaçların farklı renklerinin hoşuna gittiğini belirtti. Kıroğlu, havanın hafif esintisinin oldukça güzel bir atmosfer yarattığını da sözlerine ekledi.
Yorumlar kapalı.