Osmanlı döneminde “şerbethane” adı verilen özel bölümlerde hazırlanan bu içeceklerin, yalnızca belirli bir bölgeye ait olmadığı vurgulanarak, “coğrafi işaret” yerine “geleneksel ürün adı” kapsamında tescil edilmesi hedefleniyor. Başvurunun kabul edilmesi halinde Osmanlı şerbetleri, tüm Türkiye’de koruma altına alınarak daha geniş kitlelere ulaştırılacak.
BŞEÜ Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölümü Öğretim Görevlisi Mesut Kaplan, Osmanlı şerbetlerinin sadece bir içecek olmadığını, içerdiği doğal bileşenlerle sağlık açısından birçok fayda sunduğunu belirtti. Gül yaprakları, hibiskus, zencefil, zerdeçal, tarçın ve karanfil gibi malzemelerle hazırlanan şerbetlerin, bağışıklık sistemini destekleyici ve sindirimi kolaylaştırıcı etkileri olduğunu ifade etti. Osmanlı mutfağında bal veya pekmezle tatlandırılan bu içeceklerin, kan şekeri dengesini korumada da etkili olduğu biliniyor.
Kaplan, Osmanlı şerbetlerinin yalnızca Bilecik’e özgü olmadığını, tüm Türkiye’yi kapsayan bir kültürel miras niteliği taşıdığını vurguladı. Bu nedenle tescil sürecinin ulusal düzeyde gerçekleştirildiğini belirterek, “Şerbet, Türk mutfak kültürünün önemli bir parçasıdır. Geleneksel ürün adıyla tescillenmesi, bu lezzetin daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayacaktır.” dedi.

Günümüzde Osmanlı şerbetlerinin yeterince yaygın olmadığını dile getiren Kaplan, tescil sürecinin tamamlanmasıyla şerbet kültürünü canlandırmaya yönelik çalışmaların hız kazanacağını belirtti. Doğal içerikli ve sağlığa faydalı olan bu içeceklerin, modern beslenme alışkanlıkları içinde daha fazla yer edinmesi için stratejik adımlar atılacağını ifade etti.















Yorumlar kapalı.