YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde (İKÇÜ) düzenlenen “2030’a Doğru Yükseköğretim Vizyonu” toplantısına katıldı.
Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi ve Kıbrıs üniversitelerinden 43 üniversitenin rektör ve üst düzey temsilcilerinin katıldığı toplantının açılış konuşmasını YÖK Başkanı Özvar yaptı.
Vakıf üniversitelerinin, kar amacı gütmemesi gereken kurumlar olduğunu hatırlatarak ücret uyarısında bulundu.
Yükseköğretimin küreselleştiğini belirten YÖK Başkanı Özvar, şunları söyledi:
“20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yükseköğretim sadece kısıtlı bir kesime hitap eden, seçkinci bir kurum olmaktan çıkmış, toplumun geniş kesimlerine ulaşmaya başlamıştır. Bu süreç yüksek öğretimin dünya genelinde küreselleşmesine öncülük etmiştir. Günümüzde dünya genelinde yaklaşık 250 milyon öğrenci yükseköğretime devam ederken bu sayının 2030 yılında 380 milyona tahmin edilmektedir. 1975 yılında başka ülkelerde eğitim gören öğrenci sayısı yaklaşık 800 bin iken son 50 yılda bu sayı 8 kat artarak 2022 yılı itibariyle 6.3 milyona ulaşmıştır. 2025 yılında bu sayının 8 milyona çıkması beklenmektedir. Bu rakamlar, yükseköğretimde küreselleşme eğiliminin devam etmekte olduğunu gözler önüne sermektedir. Yükseköğretimin küreselleşmesiyle beraber, bu sektörde yaşanan sınamalar ve zorlamalar toplumun sınırlı bir kesimini etkilemekten çıkıp bütün ülkeye hatta daha geniş coğrafyalara tesir edecek bir mahiyet kazanmaya başlamıştır. Bu nedenle yükseköğretimin sadece hali hazırdaki durumunu değil, yakın gelecekte alabileceği şekilleri bugünden ele almak ehemmiyet arz etmektedir.”
AVRUPA VE AMERİKA’DAKİ ÜNİVERSİTELERİ ÖRNEK GÖSTERDİ
Eğitim ücretlerine değinen Özvar, şöyle devam etti:
“Hızla gelişen teknoloji, ikim ve çevre sorunları, toplumsal ihtiyaçların değişimi ve ekonomik dönüşüm ile yeni becerilere yönelik beklentiler bütün dünyada eğitim anlayışını yeniden şekillendirmektedir. Önümüzdeki yıllar, yükseköğretimde önemli fırsatların yanı sıra ciddi sınamaları da beraberinde getirecektir. Bunlardan birincisi, dünya genelinde yükseköğretime ulaşmanın ekonomik maliyetlerinin gittikçe yükselmeye devam etmesi. Bu, bir yanda hükümetlerin mali ve sosyal politikalarını olumsuz bir lisede etkilerken diğer yanda inşalar arasında ekonomik eşitsizliklerin artmasına sebebiyet vermektedir. Ülkemizde öğrencilerin, devlet okullarında parasız okuması, devletin en önemli eğitim politikalarından biridir. Vakıf üniversitelerinin başarılı öğrencileri yüzde 100 burslu okutması da takdire şayan bir hizmettir. Bununla birlikte bütün üniversitelerimiz ekonomik zorlukların yaşandığı bu dönemde paralı okumak durumunda olan gençlerin, üniversiteye erişimine engel olmayacak bir ücret politika izlemeleri, önemli hususlardan biridir. Bilhassa vakıf üniversitelerimizin, öğrencilerimizin yükseköğretim okuma arzusunu gerçekleştirecek gerçekçi bir eğitim öğretim ücretleri politikası belirlemek zorundadır. Bu belki de en önemli konuların başında gelmektedir. Avrupa’da ve diğer coğrafyalarda sadece kendi vatandaşları için değil aynı zamanda uluslararası öğrencileri çekebilmek adına eğitim ve öğretim ücretlerinde indirime gittikleri göze çarpmaktadır. Vakıf üniversitelerimizin Avrupa, Amerika ve diğer gelişmiş ülkelerde faaliyet gösteren özel ve vakıf üniversitelerinin eğitim ücretlerini yakından takip etmeleri gerektiğini kendilerine hatırlatmak isterim.”
Pandemiyle birlikte gelişen eğitim teknolojilerinde kapsayıcılık prensiplerinin zedelenmemesi gerektiğini belirten Özvar, şu ifadeleri kullandı:
Yorumlar kapalı.