Ekol TV’de yer alan habere göre; olaydan 5 ay öncesine kadar uyuşturucu madde kullandığını söyleyen Geçti, “Beni Dudullu karakoluna polisler götürdü. Hırsızlık konusu ile ilgili bize teşhis yaptırdılar. Yanımda D.A.Ö isimli arkadaşım vardı. İfadelerimizi aldılar. Sonra polisler bana bekleyeceksin dedi. Annem, babam, dedem ve anneannem geldi” dedi. Karakolun bahçesinde beklediği sırada annesinin çığlığını duyduğunu söyleyen Yunus Emre Geçti, “Karakolun duvarından atladım. Atlayınca babamı gördüm. Babam beni görünce kaçtı. Ben oradan anneme yardım etmek için çıktım. İfademiz alındığı için ben kaçtım zannetmedim” dedi.
Eve doğru minibüsle giderken hasımlarıyla karşılaştığını anlatan Geçti, “Bana saldırdılar. Cebimden telefonumu ve paramı aldılar. Çıktığım kızın ağabeyleriydi. O esnada sivil araba gelmiş. Ben bu şahıslardan dayak yerken yerde silah gördüm. Sol kolumdan mermi yedim. Annemin vuruldum diye çığlığını duydum. Orada bir varil vardı. Oradan bir silahın ucunu gördüm. Onların polis olduğunu görmedim. Üzerinde üniforma olduğunu sonra kameralardan izleyince fark ettim. O varile doğru 2 el ateş ettim. Silahı orada bıraktım ve evime doğru yürüdüm” dedi.
Bekçilerin kendisini gördüğünü söyleyen Geçti, “Onlara teslim oldum. Ben karşımda kadın olduğunun da farkına varmadım. Diğer yaralıları da ben yaralamadım. Ben kimseden silah almadım. Yerde gördüm. Suçlamayı kabul etmiyorum. Kasten suç işlemedim” dedi.
Şüphelinin avukatı ise yaptığı savunmada müvekkilinin şehit Şeyda Yılmaz’ı öldürme kastı olmadığını, olayın aniden gelişen olaylardan kaynaklı meydana geldiğini söyledi. Şüphelinin kendisinin ve annesinin de yaralandığını söyleyen avukat, “Yerde görmüş olduğu silahı meşru müdafaa kapsamında ateş etmiştir. Öldürme kastı yoktur” dedi.
Yorumlar kapalı.