İstanbul Silivri açıklarında 23 Nisan’da meydana gelen ve büyük paniğe neden olan 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından, deprem bilimci Prof. Dr. Osman Bektaş’tan dikkat çekici bir değerlendirme geldi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla depremin neden Büyükçekmece fayında durduğunu ve Adalar Fayı’na olası etkilerini analiz eden Bektaş, önemli tespitlerde bulundu.
Prof. Dr. Bektaş, “M6,2 DEPREMİ ÇEKMECEDE NEDEN DURDU ?” başlığıyla yaptığı paylaşımda, Büyükçekmece deprem kırığının doğuya doğru ilerleyişini durduran etkenin, fayın en kolay kaydığı bir bölgeye denk gelmesi olduğunu belirtti. Bu tezini bilimsel verilere dayandıran Bektaş, şu ifadeleri kullandı:
“Verisi ne? Çekmece, Marmara’da tam kayma ve sürüklenme derinliğinin yükseldiği, bu nedenle depremlerin en sığ olduğu bölgedir (Uchida,di.2019).” Bu açıklama, depremin enerjisinin Çekmece bölgesindeki sığ fay yapısı nedeniyle daha fazla ilerleyemeden sonlandığına işaret ediyor.
Deprem sonrası en çok merak edilen konulardan biri de, bu sarsıntının kritik öneme sahip Adalar Fayı üzerindeki etkileriydi. Prof. Dr. Bektaş, bu soruya da net bir yanıt verdi: “Adalar Fayına stres transferi oldu mu? Evet.”
Ancak Bektaş, bu stres transferinin Adalar Fayı’nın hemen kırılacağı anlamına gelmediğini vurgulayarak önemli bir analiz paylaştı: “Adalar Fayı kırılır mı ? Marmara’da genel kırılma doğrultusu doğuya doğrudur. Adalar Fayı kırılma gerilmesine sahip olsaydı 1999 İzmit depreminden önce veya 6,2 Silivri depreminden sonra kırılması gerekirdi.” Bu tespitiyle Bektaş, Adalar Fayı’nın geçmişteki büyük depremlerden sonra kırılmamış olmasının, fayın mevcut stres seviyesi ve kırılma potansiyeli hakkında önemli ipuçları verdiğini belirtiyor.
Prof. Dr. Osman Bektaş, Adalar Fayı’nın olası bir kırılma durumunda üretebileceği deprem büyüklüğüne dair de önemli bir öngörüde bulundu: “Kırılsa dahi 7’den küçük deprem üretir.” Bu ifade, Adalar Fayı’nın bazı uzmanların belirttiği gibi 7.5 ve üzeri büyüklükte bir deprem üretme kapasitesinin sınırlı olduğu yönündeki görüşlerini destekler nitelikte. Bektaş, daha önceki açıklamalarında da Adalar Fayı’nın “creep” (sürünme) özelliği nedeniyle büyük enerji biriktiremediğini ve enerjisini mikro depremlerle sürekli boşalttığını savunmuştu.
Yorumlar kapalı.