Olayın ardından emniyet birimleri “intihar” ihtimali üzerinde dururken, acılı baba Nizamettin Kabaiş bu iddiayı reddetmiş, kızının hayalleri olan genç bir üniversite öğrencisi olduğunu söyleyerek adalet mücadelesi başlatmıştı.
Rojin’in kaybolduğu gece yurttan geç haber verildiğini vurgulayan baba Kabaiş, hem üniversite yönetiminin hem de yurdun ciddi ihmal içinde olduğunu savundu. “Cuma akşamı kayboluyor, bizi Cumartesi öğleye doğru arıyorlar. Bu ihmaldir. Ölüme sebebiyet veren ihmaldir.” dedi. Yurt ve üniversite yönetiminden hiç kimsenin görevden uzaklaştırılmadığını belirten baba, her iki kurumdan da tekrar şikayetçi olduklarını söyledi.
Rojin’in vücudunda tespit edilen iki farklı erkeğe ait DNA örneklerinin ardından baba Kabaiş, yeni adli tıp raporunun da geldiğini açıkladı. “Bu DNA’lar ikinci raporda da tespit edildi. Artık bir bulaş değil. Bu bir cinayettir.” ifadelerini kullandı.
Baba Kabaiş, Rojin’in telefonla oda arkadaşıyla görüşmeye çalıştığını ancak yurt görevlilerinin buna engel olduğunu da öne sürdü.
Soruşturmanın ilerlemesiyle birlikte tehdit mesajları almaya başladığını ifade eden baba Kabaiş, farklı yabancı numaralardan kendisine ölüm tehdidi gönderildiğini söyledi. Mesajlardan birinde “Rojin’in ölümünden bizim parmağımız vardır” ifadelerinin yer aldığını belirterek korkmadığını ve adalet arayışından vazgeçmeyeceğini vurguladı.
Baba Kabaiş, soruşturma kapsamında ortaya çıkan yeni bir detayı da ilk kez kamuoyuyla paylaştı. Rojin’in atletinde bulunan kan izinin başka bir kadına ait olduğunu savcılıktan öğrendiğini belirterek, “O kadın kimdir, neyi nesidir? Belki aracı oldu, belki Rojin’i bir yere götürdüler. Bunun ortaya çıkması lazım” açıklamasında bulundu.















