Sakarya Üniversitesi öğrencileri tarafından oluşturulan Söz ve Kalem Topluluğu’nun düzenlediği ‘Doğu Türkistan’ paneli rektörlük tarafından iptal edildi. Uygur Türklerinin yaşadığı zulmü dile getirmek ve Çin’in soykırım uygulamalarını gözler önüne sermek için düzenlenen programa konuşmacı olarak davet edilen Uygur Araştırmacı Yazar Abdullah Oğuz yaşananları ANKARAGÜNDEM’a anlattı.
Sakarya Üniversitesinde gerçekleştirilmesi planlanan panel ile ilgili tüm izinler üç hafta önceden alındı. Öğrenciler programın duyurusunu sosyal medya üzerinden yaptı. 25 Aralık Çarşamba günü düzenlenecek programa konuşmacı olarak Uygur Araştırmacı-Yazar Abdullah Oğuz davet edildi. Abdullah Oğuz, programın başlama saatine 15 dakika kala iptal edildiğini, programa katılacak olan öğrencilerin üniversite güvenliği tarafından salona alınmadığını ifade etti. Oğuz, rektörlükten alınan yazılı izinle düzenlenen programın sözlü talimatla iptal edildiğini anlattı.
Oğuz “Biz orada Doğu Türkistan’daki zulmü anlatmaya gittik. Amacımız siyasi bir propaganda yapmaya birilerini eleştirmeye gelmediğimizi anlatmaya çalıştık. Ancak bize programın başlamasına 15 dakika kala sözlü talimatla iptal edildiğini söylemekten başka bir açıklama yapılmadı. Ortada konferansın iptal edildiğine dair yazılı bir belge de yok. Rektörlük tarafından sözlü bir talimatla konferansın iptal edildiğini, konferansı yapamayacağımızı söylediler. Konferansın gerçekleşmesini istemeyen birilerinin son dakikalarda şikayetçi olduğunu bu şikâyet üzerine de konferansın iptal edildiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
1980 yılından beri Türkiye’de yaşayan Oğuz, Türk ve Müslüman bir ülkede bu zulmü dile getirememenin hayal kırıklığını yaşadığını söyledi. Oğuz, “Türkiye’de Doğu Türkistan’ı anlatamayacaksak hem Müslüman hem Türk olan bir beldede bu konuyu konuşamayacaksak gerçekten nerede konuşabiliriz? Bu çok büyük bir acı. Bu acının ötesinde büyük bir hayal kırıklığı. İnsanların bazı duyguları tarif etmesi zordur. Beni böyle bir acı ve hüzün sardı esas itibariyle. Yani biz kendimizden, parçamız bildiğimiz bir yerde gerekçe ne olursa olsun orada 50-100 öğrenci arkadaşla Doğu Türkistan’ı konuşamadık. Bir gürültü çıkartacak, siyasi bir şey yapacak halimiz yoktu. Aslında Türkiye’deki yönetici kitlenin karar verirken ne kadar dirayetsiz ve inisiyatif alma konusundaki cesaretsizliğini gördük. Yarım saat önce bir konferansı iptal etmenin oluşturabileceği neticeleri idrak etmekten de acizler maalesef” diye konuştu.
Üniversitede yaşanan olayın takipçisi olacağını ifade eden Oğuz, son yıllarda hukuksuz bir şekilde geri gönderme merkezine alınan Uygurların durumunu da dile getirdi. Oğuz, “Türkiye’de Doğu Türkistanlılar tutuklanıyor. Geri gönderme merkezi diye tabir ettiğimiz müessesenin ismi insanı korkutuyor. Doğu Türkistanlıların geri gönderilmesi demek idam edilmesi demek. Bu konuyu defaatle ifade ettik. Elimden geldiği kadar yetkililere de ulaşabilecek insanlarla da görüştüm. Bir insan suç işlediyse yargılayıp ceza verirsiniz. Ancak bu şekilde geri gönderme merkezine gönderdiğiniz Uygurların birçoğu iki üç ay tutulup bırakılıyor. Hiçbir suçları olmadığı ortaya çıkıyor. Bu sistem hem Doğu Türkistanlılar içinde bir korku iklimi yaratıyor. Hem de Türkiye Cumhuriyeti’ne güveni zedeliyor. Son yıllarda sürekli olarak karşımıza çıkan bu uygulama insanları kısır döngüye sokuyor. Bu durum her açıdan hiçbir mantığa sığmayan garabet bir politika” dedi.
Yorumlar kapalı.