Beşiktaş Başkanlığından istifa eden Hasan Arat’ın “Helalleştik” açıklamasına yönelik de konuşan Aybaba, “Ben kimseye hakkımı helal etmiyorum” dedi.
Aybaba’nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Futbolu Beşiktaş’ın içinden gelenler yönetecek, Beşiktaş’ın dışından gelenlerin futbolda yetkisi olmayacak diye başlayan bir süreçti. İnanılmaz renkliydi. Büyük keyif verdi. Sonrasında Ümraniye’ye gittik, inanılmaz dağılmış bir takım… Üstüne ölü toprağı atılmış gibi bir tesis. Hemen raporlar hazırladım, planlar yaptım. Bir hedefimiz kalmıştı, kupa.
Bir sürü şey yaptık. Verilen sözler vardı, başkanımızın kongre sürecinde verdiği büyük transferler, dünya takımlarıyla ilişkiler gibi sözler vardı. Burada sorunlar çıkmaya başlayınca tek başıma çıktım. Kulübü savundum, yönetimi, Beşiktaş’ı savundum. Aleyhime şeyler yapıldı. Çoğu başkanın yanındakiler yaptı. Oyuncuları kendine getireyim diye sert açıklamalar yaptım. Onlar bile aleyhime kullanıldı. Yine de sesimi çıkarmadım.
Sağ bekte çok büyük bir sorunumuz vardı. Tayfur ve Onur’la ilgili sorunlar vardı. Mutsuzlardı. İlk olarak sağ bek transferi yapalım dedim. Atal’a gittik ilk. 1 milyonun üzerinde konuşulurken menajeri 2.5 milyon eurolardan bahsedince vazgeçtik. Adana Demirspor’dan ayrılan Svensson’la ilgilendik ve aldık. Svensson’u alırken finansal fair play diye bir şey de vardı. Musrati, Renato Sanches ve William Carvalho gibi isimler geldi. Musrati’de karar aldık. Muçi’yle ilgili de rapor yazdık. Büyük maliyetlerle alınması uygun değildir diye raporumuz var. Aynı şekilde Musrati’yle ilgili de raporumuz var. Toplamda 24 milyon Euro ödenmiş ve biz şok olduk.
Joe Worrall’la ilgili olumsuz rapor verdik. Oyuncuyla ilgili yönetim ve hocadan alınsın diye baskı gelince bir daha izleyelim dedim. Defalarca izledik. Bu oyuncu Beşiktaş’a katkı sunamaz diye rapor verdik. Benim yardımcım beni aradı bir gece. Menajer arkadaş yardımcımı arayıp, ‘oyuncuyu ben size söyledim, kalkıp teklif veriyorsunuz, hiç Samet Hoca’ya yakıştı mı demiş. Kulübü aradım. Sizin imzanız, haberiniz var dediler bana. Başkan’ı aradım. Benim haberim yok nasıl transfer yapılıyor dedim. Başkan ‘bakalım, edelim’ dedi. Ben bu transferde yokum dedim. Kendisi de tamam dedi. Oyuncudan vazgeçtiklerine dair açıklama yaptılar. Kiralık alalım dedik. 500 bin euro ve maaşını ödeyerek transfer ettik.
Yeni sezona girerken listelerimizi hazırladık ve yönetimin önüne koyduk. Transfer komitesi gibi bir şey oluşturulmaya çalışıldı. Strateji belirleyeceğiz, orada Kaan Şakul çalışma yapmış ve 37 milyon euroluk satış bekliyorum dedi. Yoksa oyuncu alamayız dedi. Futbolda böyle olmaz dedim. Sizin verdiğiniz listede Rafa Silva var dediler. ‘Futbolu bilmediğiniz için konunun nereye gideceğini bilmiyorsunuz’ dedim ve en ufak bir faktörde bu şansın bize doğabileceğini anlattım. Paulista’yı daha önce almaya çalıştık, Atletico Madrid’e gitti. Sonra bize geldi. Immobile’yle ilgili sordular, olumlu rapor verdik.
Friedel göreve başladı. Yönetim kurulu danışmanı. Kulübe gelmeyecek, sadece satış yapacak şeklinde başladı. Sonrasında yaşananları biliyorsunuz. Kaan Şakul ve başkandan aldığı güçle oranın imparatoru gibi davranmaya başladı. Başkanla bu konuyu görüşmeye gittim ve sonunda bir mektup yazdım. Ona yüksek bir maaş veriyorsunuz anlıyorum ama komisyon mu veriyorsunuz dedim. Mustafa ve Semih’in satışından sana da verelim dedi. Sonrasında yaşananlar tam bir kaos.
Yorumlar kapalı.