İlk olarak DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları söz aldı.
Hatimoğulları’nın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bu darbeyi yapanı bir daha kınıyor ve kayyımı asla kabul etmiyoruz. Esenyurt Türkiye’nin en büyük ilçesi. Yaşamımızla kültürümüzle bir arada yaşıyoruz. Onlar iç barıştan söz ediyor değil mi? Gerçekten iç barış gerekli. Peki Esenyurt’taki iç barışa neden zarar verdiniz. Esenyurt’un iç barışına huzuruna bir operasyon yapıldı. Asla kabul etmiyoruz. Kayyım demek halkın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir. Kayyım demek seçilmişler belediyeyi yönetemez, benim atadığım memur belediyeyi yönetecek demektir. Bu da otoriter rejimdir. Kayyımn rejiminin ne demek olduğunu Van’dan Hakkari’den biliyoruz. Hukuku demokrasiyi ayaklar altına alan bu rejime karşı olacağız. Direne direne kazanacağız. Demokratik bir cumhuriyet için hep birlikte direneceğiz. Demokratik Cumhuriyeti inşa etmek için hep birlikte direneceğiz. Mücadelemiz mübarek olsun” şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt meydanına gelerek destek veren tüm partilere teşekkürlerini iletti. Özel’in konuşması şöyle:
“Bugün burada Esenyurt’un tüm renkleri hangi etnik kökenden olursa olsun Alevi’si, Sünni’si hepsi omuz omuza seçilmiş belediye başkanına ve onun şahsında kendilerinin seçme hakkına sahip çıkan bütün Esenyurtluları yürekten kutluyorum. Dün Esenyurt’un seçme hakkına el koyanlar kayyım eliyle belediye binasına binanın önündeki özgürlük alanına el koymaya kalktılar. Polisi kanunsuz emirlerle alanı küçültmeye sizi ve bizi irademize sahip çıkarken güçsüz göstermeye çalıştılar. Esenyurt’un en büyük alanı nereyse orayı dolduracağız dedim. Burada bir ilk gerçekleşiyor. Meydanda bir siyasi partinin belediye başkanına yapılan bir haksızlık var ama biraz önce isimleri ayrı ayrı sayılan tüm siyasi partilerin bayrakları, dayanışma duyguları var.
101 yılda nice badireler atlattık. Darbeler, darbe girişimleri, terör saldırıları… Ama yıkılmadık. karşımıza her türlü kötülüğü diktiler; teslim olmadık. bugün de illet iradesine bir saygısızlık eden iktidarın ve onun büyük, küçük, görünür, görünmez ortaklarının giriştikleri bu darbeye karşı biriz, diriz ve hep birlikteyiz. Ahmet özer bir akademisyen, bir kanaat önderi, bir kamu görevlisi. yıllardır bu görevleri yapıyor ve Esenyurt’ta aday belirlenirken elbette bir siyasi parti o kentteki tercihlerin seçmenlerini dikkate alarak en doğru adayı belirlemek zorunda. öyle yaptık ve en sonunda Ahmet Özer’i sizlere arz ettik. İki kişiden birinin oyuyla Türkiye’nin en büyük ilçesinin sizlerin oyuyla Ahmet Hoca kazandı. Esenyurt haykırıyor, Ahmet Başkan yalnız değildir diyor.
Dün yaşanan süreç tamamen bir kumpasın tüm işaretlerini barındırmaktadır. Ahmet Başkan her sabah sekiz buçukta gittiği belediyeye davet edilse gidebilecekken sabah 5’te kırarak evinin kapısına dayandılar. Eşi telaşla kapıyı açtı, izah etmek yerine ittirip geçtiler. Özer’in yatak odasına gidip kendisini bizzat uyandırdılar. bunu bilerek yaptılar. oradaki kötü, ahlaksız, kanunsuz muamele eninde sonunda bir kez daha bu milletin vicdanından dönecektir. Eş zamanlı belediyeye gidip devletin belediyesinin kapısını balyozla kırdılar. belediye Meclis üyesi avukatlar yetişip aramaya tanıklık etmek istedi, içeri alınmadı. Ne evde ne de belediyede avukat vardı. Ahmet Başkan’ın ilk kez gördüğü bir kitap taslağını bile tutuklanırken gerekçe diye gösterdiler. Onunla görüşmüş, bununla görüşmüş… 10 yıldır dinliyorduk diyor. 10 yıl geriye kimin teröristle konuştuğuna gidersek; AKP’de FETÖ mensubu olmayan bir kişi kalmaz.
Yorumlar kapalı.