Özellikle son zamanlarda Kore kozmetik ürünleri popüler bir hale gelirken, Özdemir ve arkadaşları “Korelilerin böylesine güzel ürünleri var, peki ya bizim neden olmasın?’ diye düşündü. Fakat aradığı şey çok daha farklıydı. Çünkü onun niyeti Anadolu’nun antik güzellik sırlarına uzanan bir yolculuğa çıkmaktı. Özdemir, kendi markasını yaratma fikrinin nasıl ortaya çıktığını şöyle anlattı:
“Anadolu’nun antik güzellik uygulamalarını yeni teknoloji bir kozmetik ürününe çevirme fikri bende lise döneminde Kore kozmetiğine ilgi duymamla gelişti. Kore kozmetiğinin böylesine köklü olması ve her zaman moda olması ilgimi çekti. ‘Kendi ülkemizde bizim topraklarımızın böyle bir hikayesi var mı acaba?’ diye merak edip Anadolu’daki uygulamaları araştırdım ve çok farklı bilgilere ulaştım. Edindiğim her bilgiden sonra daha fazlası var mı diye araştırdım ve Antik Çağ dönemine kadar gittim. Araştırmalarım sonucunda bu bilgilerin hâlâ kullanılabilir ve uygulanabilir olabileceğini düşündüm. Hikâyem de aslında bundan sonra başladı. Cilt bakımını daha özgün ve sağlıklı hale getirmeyi istedim. Hepimizin bildiği gibi günümüz kozmetiği her ne kadar gelişmiş de olsa bir moda trendi gibi devamlı değişmekte. Tüm bunlara ihtiyacımız var mı? Aslında ihtiyacımız olan şey cildimizi tanıyıp ihtiyaçlarını gidermek değil miydi veya cilt bakım ürünlerinden beklediğimiz verim bu değil miydi? Ben de bu trendleri en sağlıklı haliyle kendi topraklarımızdaki bir nevi antik trendlerle birleştirmeyi düşündüm. Girişimciliğim bu şekilde doğdu.”
Milliyet’te yer alan habere göre, küçük yaşlarda kozmetiğe ilgisi başlayan Özdemir, daha 5-6 yaşlarındayken evde sabun ve kremleri karıştırarak kendi kozmetik ürünlerini yapmaya başladı. O yaşlarda yaptığı karışım bir oyundan ibaret olsa da bu onun ilerleyen yaşlarda mesleği haline geldi.
Profesyonel olarak ilk denemesini dudak kremi üzerinde yapan genç kız, internetten yaptığı araştırmalar yetersiz kalınca makale okumaya başladı. Fakat o zamanlar edindiği bilgiler de yetersiz kaldı. Üniversiteye başladıktan sonra ise hocalarından destek alarak onların tavsiye ettiği kitapları okumaya başladı. Bizans’tan Osmanlı’ya kadarki tüm reçeteleri okudu. Farklı dillerde ve farklı yüzyıllarda uygulanmış sayısız kozmetik sırları keşfetti. Birden çok medeniyeti inceleyen Mısra en çok Anadolu kültüründen etkilendi. Kendi hikâyesini bunun üzerinden kurdu. Lisedeki farkındalığı içindeki ilgiyle birleşti ve ortaya ‘The Futural’ adını verdiği markası çıktı.
Özdemir, markasını kurduğu ilk yıllarda 2 yıl boyunca Teknopark İstanbul Laboratuvarları’nda AR-GE çalışmaları yürüterek günümüz teknolojisiyle Anadolu uygulamalarını bir araya getirerek 6 ayrı ürün geliştirdi. Bazı ürünlerinin ulusal ve uluslararası patent başvuruları bile bulunuyor, öyle ki 2022’de ISIF’22 Uluslararası Buluş Yarışması’nda Gümüş Madalyası da aldı.
Özdemir, bu süreçte etkilendiği uygulamayı şöyle anlattı: