Son iki aydır Türkiye’de Özbek ve Uygur göçmenlere yönelik baskılar dikkat çekiyor. Özellikle Özbekistan’daki siyasi baskılardan kaçarak Türkiye’ye sığınan çok sayıda Özbek göçmen, eski Cumhurbaşkanı İslam Kerimov döneminde İslami faaliyetleri nedeniyle yargılandıkları için ülkelerinden ayrılmak zorunda kalmıştı.
Ancak Türkiye ile Özbekistan arasındaki diplomatik ilişkilerin iyileşmesi, bu göçmenler için yeni bir baskı dalgasını beraberinde getirdi. Özbekistan hükümetinin, Türkiye’ye sığınan bazı göçmenlerin iadesini talep etmesiyle birlikte, birçok Özbek ve Uygur göçmen geri gönderme merkezlerine alınıyor.
Bu durum, insan hakları savunucularının uluslararası hukuka uygunluk tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.
Göçmenlerin, geldikleri ülkelerine geri gönderilmeleri halinde ciddi risklerle karşılaşabilecekleri vurgulanıyor. Özellikle Özbekistan’daki dini ve siyasi baskılardan kaçanların, iade edilmeleri durumunda ceza davalarıyla yüz yüze geleceği ifade ediliyor.
35 yaşındaki Ilhom Boychayev de bu göçmenlerden biri. Henüz 17 yaşındayken Özbekistan’da dini sohbetlere katıldığı için yargılanma korkusuyla Türkiye’ye sığınan Boychayev, şu anda Çatalca Binkılıç Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyor.
ANKARAGÜNDEM’a konuşan Boychayev’in eşi E.B., eşinin pazara gittiği bir gün kimlik kontrolü sırasında tutuklandığını söyledi. Kendisi Türk vatandaşı olan E.B., eşinin şu anda medrese hocalığı yaptığını ve geri gönderilmesi durumunda Özbekistan’da “suçlu” olarak değerlendirilip cezalandırılacağını ifade etti.
“Eşimle birlikte çaresizlik içinde çözüm arıyorduk. Kaçak kalmamak için ücretini ödeyerek defalarca oturma iznine başvurduk. Ancak her seferinde olumsuz yanıt aldık. Bir kere bile sebep açıklanmadı. Sonunda eşim, umutsuz bir şekilde bıraktı. Bir diğer çözüm çıkmaz mı diye konsolosluğa gitmeyi düşünüyorduk ama Özbekistan’daki durumlar nedeniyle bu da mümkün olmadı. Orada Kur’an öğretmek ya da medrese hocalığı yapmak, suç olarak değerlendiriliyor. Eşim şimdiden ‘mimli’ bir insan.”
Yorumlar kapalı.