Dalay, Avrupa’nın güvenlik ortamındaki köklü değişimlere dikkat çekerek, “Avrupa’nın güvenlik ortamı, geçtiğimiz yıllarda köklü bir dönüşüm yaşadı. Ukrayna savaşı sonrasında, bir zamanlar Rusya’yı da kapsayan bir güvenlik düzeni fikri, yerini Moskova’yı kesin bir şekilde düşman olarak konumlandıran bir yaklaşıma bıraktı,” ifadelerini kullandı.
Dalay, Türkiye’nin Avrupa güvenliği açısından kritik bir rol üstlendiğini belirterek, AB ile NATO’ya üye ülkeler arasında güvenlik diyaloğunun genişletilmesi gerektiğini ifade etti: “Bu tür dönüşümler, Avrupa’nın güvenliğini daha geniş bir perspektiften ele almayı ve AB ile AB üyesi olmayan, ancak NATO’ya üye Avrupa ülkeleri arasındaki boşluğu dolduracak yeni bir yaklaşımı zorunlu kılıyor. Bu nedenle; Türkiye, Birleşik Krallık, Norveç ve AB arasında sağlam temeller üzerine kurulu bir dış politika ve güvenlik diyaloğu kaçınılmaz bir hal alıyor.”
Dalay’a göre Rusya, Avrupa için en büyük tehdit olmaya devam ediyor. Türkiye ise bu tehdit karşısında Avrupa güvenliğinin en önemli unsurlarından biri olarak öne çıkıyor: “Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu, Rusya-Batı çatışmasında birbirinden bağımsız bölgeler değil; aksine, tek bir stratejik bütünün parçalarıdır. Türkiye ise bu bölgelerin her birinde kritik bir konumda bulunmaktadır.”
Türkiye’nin son dönemde Ukrayna’ya verdiği destek ve Rusya’ya yönelik kısıtlayıcı politikalarına da dikkat çeken Dalay, “Türkiye, boğazları savaş gemilerine kapatarak Rusya’nın Karadeniz ile Akdeniz arasında askeri varlıklarını hareket ettirme kapasitesini azalttı,” ifadelerini kullandı.
Dalay, son dönemde Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan olumlu gelişmelere de değindi. Almanya’nın Türkiye’ye Eurofighter jetlerinin satışına yönelik vetosunu kaldırmasını ve denizaltı modernizasyonu için onayladığı silah paketini önemli adımlar olarak nitelendirdi: “Ekim ayında Berlin, Ankara’ya, Türk denizaltıları ve fırkateynlerinin modernizasyonu için gerekli malzemelerin de yer aldığı kapsamlı bir silah ihracatı paketini onaylama kararı aldı.”
Doğu Akdeniz’deki gerilimin azalması ve Türk-Yunan ilişkilerindeki iyileşmelerin de bu olumlu atmosferi desteklediğini belirtti.
Bununla birlikte Dalay, Avrupa ve Türkiye arasında anlamlı bir dış politika ve güvenlik diyaloğu kurmanın önündeki zorluklara dikkat çekti: “Bu sorunların başında, AB ve Türkiye’nin dünyadaki büyük güç rekabetine, özellikle de Rusya ve Çin’e nasıl yaklaştıkları geliyor.”
Yorumlar kapalı.