Çalıştayın sonuç bildirgesi ise saat 17.00’da İsrail Başkonsolosluğu önünde düzenlenen basın açıklamasında Medya Platformu YİK Üyesi Prof. Dr. Adem Palabıyık tarafından paylaşıldı.
İşte Uluslararası Filistin Çalıştayının sonuç taslağı:
Katil İsrail’in, Gazze ve Refah Kampı halkına; yaşlılara, çocuklara, kadınlara, bebeklere, engellilere kısacası her yaştan masum insana 7 Ekim’den itibaren yaşattığı vahşet, soykırım ve katliam hala devam ediyor. Katliama sessiz kalanların yanında, sesini duyuran ve Gazze’de yaşananlardan bütün dünyanın haberdar olması için çaba harcayan milyonlarca insan var. Bu insanlar, yaşanan katliamlara sessiz kalmamakla birlikte, yaşananları duyurmanın da bir görev olduğunun farkındalar. Oluşan farkındalığa yeni toplumsal sınıflar yani akademisyenler de dahil oldu. Çünkü unutulmamalıyız ki Gazze artık din değil insanlık meselesidir…
Tüm bunlara karşın hala ülkemizdeki üniversitelerde ve akademisyenlerde istenilen düzeyde Gazze desteğinin olmaması oldukça şaşırtıcı ve düşündürücüdür. Akademisyenler hala Fil Dişi Kule’lerinden çıkmıyor.
Uluslararası Filistin Çalıştayı: Akademisyenler Konuşuyor bilimsel toplantımızın sonucunda söyleyebiliriz ki; Akademisyen yukarıdan halka bakmaz, hayatı ofisi ile evi arasında geçmez, konforunun bozulmasından korkmaz, asosyal olarak yaşayamaz, sahanın bir parçası olma zorunluluğu hisseder, toplumsal gelişmelere ve değişmelere sessiz kalamaz, geçmişe dair korkularla yaşamaz, olaylara ve kişilere göre renk değiştirmez, mazlum ayrımı yapmaz, düşüncesini sadece kendisine saklamaz, lümpenleşmez, özgürlüğü ve adaleti kişi/kişilere göre belirlemez, ikiyüzlülüğü-ırkçılığı ve cinsiyetçiliği teşhir etmez; fikir ayrılığına tahammülsüz olmaz, metin gardiyanlığına soyunmaz, amatör kalarak kamusal alanda yoksullaşamaz, Garbolojik olamaz, özgürlükten-bilimsellikten-özerlikten-evrensellikten ve insanlıktan taviz vermez, bilimin doğduğu-geliştiği-aktarıldığı-değiştiği-dönüştüğü ve el değiştirdi yerde akademisyen hakikatten uzak kalamaz, global ölçüde bir hakikat rejiminin periferisinde olamaz, global bir entelektüel hiyerarşisinin alt basamaklarında oturamaz, entelektüellerin oturduğu taşranın etrafında dolanamaz, global eğitim düzeninin proletaryası olamaz, üretilmiş bilgileri ezberlemekle yetinemez, her yeni duruma ilişkin bilginin üretilmesinden uzak duramaz, global vicdanın parçası olmaktan vazgeçemez, zihnini gündelik hayatın veya tarihsel sosyolojinin parmaklıkları arasına hapsedemez, kendisini umutsuzluğa veya yabancılaşmaya sürükleyen çıkmaza meyletmez, gerektiğinde marjinal-sürgün-yabancı olmayı göze alır ve dünyanın bir yeri yangın alanıyken konforunu sürdürmez.
Çalıştayımız sonucunda ülkemizdeki bütün akademisyenlere çağrı yapıyoruz: Herşey bilim değildir, katliama sessiz kalmak akademisyenlikle özdeşleşmemektedir. Sizin aileniz yok mu? Çocuğunuz, anneniz, babanız, kardeşiniz veya eşiniz yok mu? Neden sesiniz çıkmıyor? İnsanlık adına neden konuşmaktan ve yanımızda durmaktan korkuyorsunuz?
Sizlere sesleniyoruz…
Sizler de, İsrail’in yaptığı katliama dur deyin, Gazze halkının insanca yaşamasına ses olmak için bugün ve sonraki günlerde üniversitelerinizde Filistin İçin Cübbenizi Giyin ve sesinizi yükseltin…”
Yorumlar kapalı.