Ekonomist Hakan Yılmaz’ın çalışmasına göre, yetişkin yoksulluğu oranı yüzde 17-18 seviyelerindeyken, çocuk yoksulluğu oranı yüzde 33-34’e kadar çıkıyor.
0-8 yaş arasındaki yoksul çocuk sayısı da 3,5 milyon olarak belirlendi. Bu sayıların karşılık geldiği oranlara bakıldığında daha çarpıcı hale geliyor.
Ekonomist Hakan Yılmaz yaptığı çalışmada, bu sayılarla, yetişkin yoksulluğunun yüzde 17-18 seviyelerindeyken, çocuk yoksulluğunun oranının yüzde 33-34 olduğunu belirledi. Bu oran, her üç çocuktan birinin yoksul olduğu anlamına geliyor.
Daha önce TEPAV bünyesinde 2022 verileriyle Ekrem Cünedioğlu ve Yağmur Uzunırmak çalışmasında TÜİK aile fert sayılarının eşitlenerek gelir hesaplanan eşdeğer fert geliri ile yapılan hesaplamada yoksul çocuk oranının yüzde 31,3 olduğu ancak kişi başına gelir kullanılarak hesaplamada yoksul çocuk oranının yüzde 42,4’e, sayının da yine 2022 verilerine göre 9,59 milyon çocuğa çıktığı belirlenmişti. Üstelik bu oranın 2017’den bu yana artış eğiliminde olduğu belirlenmişti. Hem eşdeğer, hem de kişi başı gelirde, medyan gelirin yüzde 60’ının altı yoksul kabul ediliyor.
Hakan Yılmaz çalışmasında, Orta Vadeli Programda, çocuk eşitsizliğinin önlenmesine yönelik bir refor ya da politika önerisi bulunmamasına dikkat çekildi, olası düşük büyüme ve işsizlik oranındaki artışın yoksulluk ve eşitsizliği derinleştirmesi, bütçe zorlukları nedeniyle de çocuklara aktarılan kaynakların da azaltılma ihtimali olduğuna vurgu yapıldı.
Avrupa Birliği ülkeleri ile yapılan kıyaslamada, AB 27’de ortalama çocuk yoksulluğu oranının yüzde 19,4 olduğu belirtilen çalışmada yetişkin yoksulluğunda göreli olarak eşitsizliğin daha az olduğu belirtildi. AB’de çocuk yoksulluğunun görece daha düşük olmasında sosyal yardımların etkili olduğu belirtildi.
Yorumlar kapalı.