Sözcü’den İpek Özbey’e konuşan Dedetaş’ın söyleşisinin bir kısmı şöyle:
Gemi mühendisi olmak hayaliniz miydi? İlk karar verdiğiniz anı hatırlıyor musunuz?
Ailede hiç denizci yok aslında. Babam şart koşmuştu, eğer şehir dışında okuyacaksam ODTÜ, İTÜ ya da Boğaziçi’ni kazanmak zorundaydım. İyi ki de o hedefi koymuş. Su, deniz her zaman sevdiğim, ilgi duyduğum bir alandı. Lisanslı bir yüzücüydüm aynı zamanda. Mühendisliğe de yatkın olduğum için ikisini birleştirdim. Puanım gelince ilk tercihim gemi inşa mühendisliği oldu ve ilk tercihimi kazandım. 99’da İTÜ’de okumaya başladım. Çok severek okuduğum ve dolu dolu geçirdiğim bir üniversite hayatım oldu. Hep başarılı ve çok okuyan bir öğrenciydim. Üniversite yıllarımda Gemi ve Deniz Kulübü’nü kurduk, ayrıca Çello çalmaya başladım.
Bir zamanlar Haliç Tersanesi’ne girmenizin yasak olduğu doğru mu?
Aslında orada şöyle bir şey var, ben Sinem olarak yasaklanmadım. Genel olarak tersaneye girişler durdurulmuştu. Onu özellikle söylüyorum, yanlış anlaşılmasın; tersaneler zaten ağır sanayi bölgeleri olduğu için çok rahatlıkla girebileceğiniz alanlar değildir. Ama o dönemde özelleştirilmesi söz konusu olduğu için genel olarak izinli girişleri de durdurmuşlardı. Ben o dönemde Gemi Mühendisleri Odası başkanlığı yaptığım için, aslında kurumsal olarak izinli girebiliyorduk ama gösterilmek istenmiyordu içeride olanlar. Daha sonra Şehir Hatları’na genel müdür olarak atanınca icracı olmak, oraya gelmek harika işler yapmamıza sebep oldu.
– Nasıl keşfettiler sizi?
2019 seçimlerinden sonra bir telefon aldım Büyükşehir Belediyesi insan kaynaklarından, mülakat çağrısıydı. Çok heyecanlandım tabii.
– AKP tarafından yönetilen Üsküdar’ın belediye başkanı oldunuz. Planlarınızı konuşmak isterim.
Üsküdar, İstanbul’un en kadim ilçelerinden biri. Eski İstanbul’un ruhunu en güçlü şekilde yansıtan semtlerimizden. Kozmopolit bir yer. Aynı zamanda güçlü kadın figürlerin, hanım sultanların izlerini taşıyor. Bu açıdan Üsküdar’ın muhafaza ettiği bu değerleri çok kıymetli buluyorum. Bu değerleri koruyup geleceğe taşıyacağız. Üsküdar bir yandan bu yönüyle öne çıkarken aslında diğer yandan da çok çağdaş ve dinamik bir ilçe. Çok güçlü bir potansiyeli var. Bu potansiyeli de daha iyi şekilde ortaya çıkarmak istiyoruz. Üsküdar’ın farklı kimlikleri barındırıyor, aynı potada eritiyor olmasını çok seviyorum. Bir ayağı geçmişte, bir ayağı gelecekte, geçmişten güç alarak geleceğe adım atan, eskimeden yenilenen bir Üsküdar düşlüyorum. Bir yandan Eski İstanbul’un o eşsiz ruhunu yansıtan diğer yandan nitelikli festivalleriyle, etkinlikleriyle gençliğe ve geleceğe göz kırpan dinamik bir Üsküdar inşa edeceğiz. İmar problemlerini çözmüş, depreme dayanıklı kentsel dönüşümü yapılmış, kültürel mirasına saygılı, sanat ile iç içe, sosyal ve yeşil alanlarıyla yaşlıların huzurlu, gençlerin mutlu olduğu bir Üsküdar hayalim var.
’‘Üsküdar, Yeni Kadıköy olacak’ yorumları yapılıyor gördünüz mü?