Tutuksuz sanık Dr. Seyhmus Çelik’in savunmasından:”Birinci hastanesinde çocuk kardiyolojisi olmadığını bildiği halde götürüp bebeği oraya bırakmışlar. (Serdarova bebek hakkında)Bakıyoruz bebek Türkmenistanlı, sigorta yok, aile fakir kalp ameliyatı olacak para yok ama Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök aileden para almış. Böyle bir vicdan işte.Bebeği ameliyat ettirecek yer bulamıyoruz. Tüm hastaneler para istiyor, ailede para yok. Bu sırada denetime geldiler. Söyledim orada yetkililere. Böyle bir hasta var ameliyat olmasa ölecek, sürekli bir ilaç var kullanması gerekiyor. Kimse almıyor dedim. Ben iletirim sağlık müdürlüğüne dedi, geri dönüş olmadı. Kimse almıyor bebeği…”
Hemşirelere sormak lazım bebeğin sürekli kullanması gereken ilacı kim kesti?İlaç serumun içine katılıyor ve rengi değişmiyor. Yani serum mu verdiler, ilacı mı verdiler bilmiyorum.Mahkeme Başkanı, “Bunun sorumluluğu sende değil mi? Yani ben şimdi burada sanıkların savunmalarını alacağım sonra katibe soracağım kim konuştu, ne konuştu diye… Öyle olur mu o zaman ben ne iş yapıyorum…”
Sanık Çelik, “Epikrizleri kim yazdı bilmiyorum. Ben epikriz yazmadım zaten benim klavye bilgim de yok. Fırat Sarı ve İlker Gönen ‘Kimse yazmasın biz yazacağız’ dedi. Kalp hastası bir bebek vardı, ameliyat olmazsa ölecekti. Ancak parası olmadığı için hiçbir hastane bu bebeği kabul etmedi. Devamlı damardan ilaç kullanması gerekiyordu. Allah savcı beyden razı olsun. Hakan Doğukan’ın, Fırat Sarı’ya ‘Bu hastayla ilgilenme, boşuna uğraşma’ dediğini duydum. Doğukan Taşçı, ‘Erkenden öldüreceksin, sorun çözülecek’ diyordu. İlaçları vermeyen sorumlu hemşireydi. Şimdi soruyorum. Bu ilacı kim kesti, neden kesti. Oranın sorumlu doktoru benim. Yenidoğana bakmıyorum, başka doktor bakıyor. Fırat Sarı’yı tanıyorum. Hakan Doğukan Taşçı’yı da maalesef tanıyorum. Maaşımı hastaneden alıyorum” dedi.Mahkeme Başkanının, “Hakan Doğukanı tanıyor musun?” sorusuna sanık “Maalesef” yanıtını verdi.
Yorumlar kapalı.