Özvar, vakıf üniversitelerinin yükseköğretim sisteminin vazgeçilmez bir parçası olduğunu belirterek, “Vakıf yükseköğretim kurumları, 860 bin öğrenci, 30 binden fazla akademik personel ve yaptıkları etkiyle yükseköğretim sistemimizin vazgeçilmez bir parçasıdır.” dedi. Ancak, vakıf üniversitelerinin akademik personel eksiklikleri ve diğer sorunlarının eğitim sistemine etkileri üzerine dikkat çeken Özvar, bu sorunların acilen çözülmesi gerektiğini vurguladı.
YÖK Başkanı Özvar, vakıf yükseköğretim kurumlarının en önemli sorunlarından birinin akademik personel eksikliği olduğunu belirtti. Özvar, “Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen akademik personel sayısı, her bir programın yürütülmesi için gerekli asgari akademik personel üzerinden belirlenmekte olup eğitim öğretim faaliyetlerinin sağlıklı yürütülmesi, ilgili programın yetkinlik ve kazanımlarının alanından hocalar tarafından öğrencilere verilmesi, eğitim süreçlerinin kalitesi ve sürdürülebilirliği bakımından fevkalade önem arz etmektedir.” ifadelerini kullandı.
Özvar, vakıf üniversitelerinde bazı programlarda öğretim elemanı sayısının yetersiz olduğunu ve öğretim elemanlarının dersleri ile uzmanlık alanlarının uyumsuz olduğunu belirterek, vakıf üniversitelerinin akademik personel eksikliğini gidermeleri gerektiğini söyledi. “Vakıp yükseköğretim kurumlarının gerek mevcut programlarına öğrenci kontenjanı alabilmeleri gerekse yeni programlar açabilmeleri adına akademik personel eksiliğini gidermeye yönelik gerekli tedbirleri ivedilikle almalarının önemini vurgulamak isterim.” dedi.
Vakıf üniversitelerinde akademik personel maaşları ve ödenekleriyle ilgili bir diğer önemli sorun da ücretlerdir. Özvar, “Vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerin ücretlerinin, 2547 sayılı Kanun’un Ek 8’inci maddesi uyarınca, devlet üniversitelerinde aynı ünvanda çalışan akademisyenlerin maaşlarından az olmaması gerekmektedir.” diyerek, akademik personelin maaşlarının ve diğer haklarının zamanında ve eksiksiz bir şekilde ödenmesinin eğitim kalitesi ve kurumsal itibar açısından hayati öneme sahip olduğunu belirtti.
Yükseköğretim Kurulu’nun denetimlerinde vakıf üniversitelerinde öğrenim ücretlerine yapılan yüksek oranlı zamların sıklıkla karşılaşılan bir sorun olduğuna da değinen Özvar, “Vakıf yükseköğretim kurumlarının kar amacı güdemeyeceklerine ilişkin mevzuat düzenlenmesi de dikkate alındığında, bu maliyetlerin üniversite yönetimlerince verilen taahhütlere güvenerek tercihte bulunan öğrencilere yüklenmesi eğitim-öğretimin sürdürülebilirliği ve kurumlarının güvenirliliği gibi ilkeleri olumsuz yönde etkilemektedir.” dedi. Bu nedenle, her durumda öğrencilerin mağdur edilmemesinin birinci öncelik olması gerektiğini vurguladı.
Özvar, vakıf üniversitelerindeki tıp fakültelerinin de bazı sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Tıp fakültelerinin yükseköğretim sisteminin önemli bir parçası olduğunu söyleyen Özvar, “Tıp fakülteleri, yükseköğretim sistemimizin en önemli bileşenlerinden biridir.” dedi. Vakıf üniversitelerinin tıp eğitimi açısından bazı eksiklikler yaşandığını ifade eden Özvar, özellikle iş birliği yapılan hastanelerde vaka sayısının yetersiz olduğunu, öğrencilerin hasta başı eğitimlerini yeterince gerçekleştiremediğini ve hastanelerdeki eğitim alanlarının fiziksel koşullarının öğrenciler için uygun olmadığını belirtti. Ayrıca, “Hastane yönetimleri ile üniversite yönetimlerinin uyum içerisinde çalışamadığı yönünde Yükseköğretim Kuruluna şikayetler gelmektedir.” ifadelerini kullandı.
Vakıf üniversitelerinin tıp fakültelerindeki bu sorunların hızla çözülmesi gerektiğini vurgulayan Özvar, bu meselelerin Türkiye’nin sağlık eğitimindeki itibarı ve dünya çapındaki başarısı için kritik öneme sahip olduğunu belirtti.
Yorumlar kapalı.