Yozgat’ta 50 yıldır çiftçilik yaptığını belirten Abdullah Ceyhan, buğdaydan pancara kadar pek çok ürünü ekip biçtiğini, ancak yıllardır çözüm bekledikleri sulama sorununun çözülemediğini dile getirdi. 2015’te “su gelecek” denilmesine rağmen hala bir adım atılmadığını anlatan Ceyhan, “Baraj yapıldı ama su sistemi yok. Çünkü baraj altına yapılan HES’ler suyu aldı. Bize bir damla düşmedi. Çiftçiler suskun, hakkını arayamıyor. Ama ben arıyorum, çünkü susmakla bir yere varamayız” dedi.
CHP mitinginde yaptığı konuşmanın bu kadar yankı bulacağını beklemediğini ifade eden Ceyhan, “Kendi köyümde başlayan eyleme destek vermek istedim. İlçe başkanımız Sayın Sıddık Erdoğan’ın da katkısı vardı. Bu bizim için bir onur. Çünkü biz halkız, çiftçiyiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk kalkınmayı köylüden başlattı, biz de onun izinden yürüyoruz” diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu hakkında ortaya atılan yolsuzluk iddialarına da değinen Ceyhan, “İstanbul gibi büyük bir şehri yöneten bir insan basit gerekçelerle tutuklanamaz. Bu siyasi bir karalama. Cumhurbaşkanı mitinglerde ‘turpun büyüğü geride’ diyor. Bu laf çok dikkatimi çekti. Ne kadar büyük bir turpmuş ki her konuşmasında geçiyor. Ben de o yüzden ‘turpla, şalgamla bu işler yürümez’ dedim” ifadelerini kullandı.
Ceyhan, mitingdeki konuşmasının ardından hakkında çıkan iddialara da açıklık getirdi. “Adıma söylentiler başlamış; ‘1,5 milyonluk traktörü varmış’ diyorlarmış. Benim traktörüm 2013 model. Bir de 90 model arabam var. 70-80 dönüm arazim var ama geçinemedik. Çocuklarım gurbete gitti, burada tutamadım. Belki de iyi ki gitmişler” dedi.
Tarımın giderek sürdürülemez hale geldiğini vurgulayan Ceyhan, şöyle devam etti:
“Bu yıl 30 ton malım vardı, sadece 15 tonunu satabildim. Pancar ekiyoruz, fiyatı 2 bin 370 lira. Bunun maliyeti, gübresi, traktörü, emeği hiç mi hesap edilmiyor? Gübre torbası bin 365 lira. Biz üretmek istiyoruz ama borç içinde dönüp duruyoruz. Mazot, gübre desteği istemiyoruz; hakkımızı istiyoruz. Devlet bize yük değil, destek olmalı.”
Yorumlar kapalı.