TEMA Vakfı Aydın Şehir Temsilciliği, ‘Dünya Çölleşmeyle Çaba Günü’nde Sevgi Yolu’nda açtığı stadyumda çölleşmeye dikkat çekti.
TEMA Vakfı Aydın Şehir Temsilcisi Mehmet Özdemir, yaptığı açıklamada; “Dünya yüzeyinin üçte biri veya bir başka deyişle 4 milyar hektarı aşkın arazi çölleşme tehdidi altındadır. Lüzumlarının çoğu için toprağa bağımlı olan 1,2 milyarı aşkın insanın yaşamı başta olmak üzere, tüm canlılar ve 7 milyar insan bu tehditten etkilenmekte ve etkilenecektir. Dünyadaki tüm arazilerin yüzde 30’u çölleşme sebebiyle yıkım olmuş veya tehdit altındadır. Bu bölgelerdeki su kaynaklarının da dünya ortalamasının çok altına düşmesi öngörülmektedir.
Dünya içme suyu talepleri 1950 den beri üçte iki eksilmiştir. Her sene 12 milyon şahıs su kıtlığı ve lekeli içme suyu sebebiyle can vermektedir. Çölleşmenin çok ağır natürel neticeleri vardır. Arazileri su baskın baskınlarına meyilli hale getirmekte, toprak tuzlanmasına neden olmakta, su niteliğinin bozulmasına, barajların, nehirlerin, akarsuların kum ve balçıkla dolmasına yol açmaktadır. Çölleşme, kurak bölgelerde yaşayan insanların fukaralığını daha da şiddetlendirirken, aynı zamanda sıhhatlerinin bozulmasına, değişik uyum kaynaklarına yöneldikleri için besin güvenliğinden yoksun vaziyete düşmelerine, çatışmalara, şehirlere ve yurt dışına toplu göçlere neden olmaktadır” dedi.
Türkiye’deki çölleşme tehdidine de değinen Özdemir, “TEMA Vakfı 1995 senesinden beri, ananesel olarak, milli ve milletler arası seviyede, Konya Karapınar, Ankara Nallıhan, Burdur Akyaka, Iğdır Aralık misallerinde olduğu gibi dünyada ve ülkemizdeki çölleşme meselesine dikkat toplamaktadır. Çölleşmenin temel sebepleri, insan faaliyetleri ve abuhava farklılıklarıdır. Üst toprak, doğru ve bereketli kullanılmadığı takdirde, birkaç mevsimde yok olmakta, toprak, biyolojik ve ekonomik faydalılığını süratle kaybetmektedir. Oysa kaybedilen toprakların yine oluşması asırlar devam ettir. Kurak araziler, fazla harekâta, fazla yayıldırma, ormansızlaşma, yanlış sulama uygulamaları sebebiyle yıkım olmaktadır. Çölleşme, muhtaçlığın hem sebebi hem de neticeyidir. Muhtaçlık; uyumu toprağa dayalı bireyleri, arazilerini besin, enerji, konut ve kazanç kaynağı olarak istismar etmeye mecburi kılmaktadır. İnsanları, toprağı istismar etmeye, toprağı sonuna kadar kullanmaya ve topraktan olası olan en aşırısını elde etmeye iten şey muhtaçlıktır. Şehrimizde, yamaçlar, baraj, gölet etrafları ve yol kenarlarının ağaçlandırılması, Büyük Menderes Nehir lekeliliğinin önlenmesi, biyolojik spektrum kaybına, orman imhasına, etraf lekeliliğine neden olan maden, mermer ocakları ve taş ocaklarının tahribatının önlenmesi, topraklarımız ve çayırlarımızın zirai imal emeli için kullanılmasının sağlanması gerekmektedir. Bu yolla, abuhava farklılığı, aşınma ve çölleşmenin önü alınabilir” diye konuştu.
Yorumlar kapalı.