Bakan Tunç, Ankara’da, Türkiye’de Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yollarının Geliştirilmesi Projesi’nin kapanış konferansının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı ve açıklamalarda bulundu.
Ayşenur Ezgi Eygi’nin İsrail askerlerince öldürülmesine ilişkin soru üzerine Tunç, Eygi’nin hakkını ve hukukunu savunmanın, boyunlarının borcu olduğunu belirtti.
Ayşenur Ezgi Eygi’nin naaşının, yarın Bakü üzerinden getirilmesinin beklendiğini aktaran Tunç, “Ayşenur Ezgi’nin naaşı önce İstanbul’a gelecek. Oradan İzmir’e sonrasında da ailesinin isteğiyle Didim’de defnedilecek. Tabii bu süreçte hukuki yollar var, işletilmesi gereken. Öncelikle iç hukuktan kaynaklanan, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerinden kaynaklanan yargı yetkisini kullanmamız gerekiyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız bu konuda yetkili ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından, Ayşenur Ezgi Eygi kardeşimizin şehit edilmesi, katledilmesinden sorumlu olanlarla ilgili olarak bir soruşturma başlatmış durumdayız.” diye konuştu.
“Uluslararası sistemde de onun hakkını korumak için çalışacağız”
Soruşturma kapsamında ilgili kırmızı bülten ve yakalama taleplerini de uluslararası anlamda çıkarmış olacaklarını, sorumluların yakalanmasını isteyeceklerini dile getiren Tunç, şöyle devam etti:
“Çünkü orada bazı tespitler var. Ayşenur kardeşimiz başından vurularak şehit edildi ve edenlerle ilgili görüntüler var. Her şey orada, deliller elimizde. Bu anlamda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız bir soruşturma başlattı ve iç hukuk bakımından sonuna kadar onun hakkını, hukukunu koruyacağız. Aynı zamanda uluslararası sistemde de onun hakkını korumak için çalışacağız.
Bir kere Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin huzuruna bunu getirmemiz lazım. Raportörlerin raporlarının, İnsan Hakları Konseyi’nde mutlaka görüşülmesi lazım. Bu görüşmeler ve düzenlenecek raporların bir delil olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrailli saldırganlar, soykırımcılar hakkında başlatılan soruşturmaya da Ayşenur’un şehit edilişiyle ilgili dosyanın, raporun dahil edilmesini takip edeceğiz.”
Uluslararası Adalet Divanı’nda, Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’nin tüm unsurlarını ihlal eden İsrail hakkında devam eden davaya da müdahillik talebinde bulunduklarını anımsatan Tunç, “Zaten davanın ilk gününden itibaren beyanlarımızı ve delillerimizi sunmuştuk. Bu davaya da yine Ayşenur’un dosyasını inşallah intikal ettireceğiz. Hem uluslararası hukuk alanında onun hakkını ve hukukunu savunacağız hem de iç hukuktan kaynaklanan yetkimizi kullanarak Ayşenur’u şehit edenlerle ilgili soruşturma ve yakalama kararlarını uluslararası arenada talep edeceğiz.” ifadesini kullandı.
Narin Güran’ın ölümüne ilişkin soruşturma
Bakan Tunç, bir gazetecinin, Diyarbakır‘da 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne ilişkin, “‘Bilip de söylemememiz gerekenler var’ diyen Galip Ensarioğlu’na bildikleri soruldu mu?” şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:
“Galip Bey bu konuda ne demek istediğini basın mensuplarına açıkladı, burada dosyanın gizliliğine vurgu yaptı. O dosyanın gizliliğine vurgu yapan kısmı çıkarıldığında konu bağlamından kopmuş oluyor. Çok hassas bir konu bu, burada yanlış anlamalara sebep olan cümleler kurmamamız gerekiyor. Bu konuda özellikle herkesin hassas olması lazım.”
Tunç, Narin Güran’ın arandığı dönemde sokaklarda bazı gösteriler yapıldığını, sonrasında Güran’ın naaşının bulunduğunu hatırlatarak, “Belki de sokaklarda gösteriler başlatan kişiler eğer naaşına ulaşılamamış olsaydı çok daha farklı bir takım girişimlerde bulunacaklardı. Bunlar doğru değil.” sözlerini sarf etti.
“Elde edilen bulgular katillerin kim ya da kimler olduğuna yönelik önemli veriler içeriyor”
Yorumlar kapalı.