Türkiye’ye döndükten sonra kaz tüyü işine giren Güner, ilk etapta ruhsat almakta zorluk yaşadı. Ancak “kuş gribi riski” gerekçesiyle verilen ret kararını aşmak için Tarım ve Orman Bakanlığı’na başvurarak gerekli izinleri almayı başardı. Almanya’da gördüğü kaz tüyü kurutma makinesinin aynısını Adana’da yaptıran Güner, bu makinenin tüyleri çekip kuruttuktan sonra dışarı verdiğini belirtti.
“TKDK’den 140 bin avro hibe destek aldık. Kars ve Ardahan’ın bütün köylerinden, Ankara, Afyonkarahisar, Kırşehir, Nevşehir gibi ülkenin birçok noktasından bize kaz tüyü geliyor” diyen Güner, kaz tüyü toplama sistemini de açıkladı. Çerçilerin kaz yetiştiricilerinden tabak, çanak karşılığında topladığı tüyler, daha sonra fabrikaya ulaştırılıyor.
İHRACAT İÇİN GÜN SAYIYOR
Almanya’dan gelen uzmanların verdiği eğitimle fabrikada çalışan 14 kadının Avrupa Birliği standartlarında üretim yaptığına dikkat çeken Güner, elde kalan kaz tüylerinin büyük kısmını Almanya’ya ihraç ettiklerini aktardı. “Yaklaşık 40 tonu yurt dışına gidiyor. Kaz tüylü yorganlara talep daha fazla olsa hiç ihraç etmem, kendim kullanırım” diyen Güner, ürünün hem sağlıklı hem de sıcak tuttuğunu vurguladı.
Kaz tüyünden yorgan üretimi de yaptıklarını belirten Güner, “Kaz tüyüne en yakın iç dolgu malzemesi olan mikrojel kullanıyoruz yorganlarda. Kaz tüyü bir miktar oluyor içinde. Tamamen kaz tüyü yorganlarımız da bulunuyor” dedi. Aylık yaklaşık bin yorgan üreten tesis, iç piyasaya satış yapıyor. Ayrıca Sırbistan ve Rusya ile ihracat görüşmelerinde son aşamaya geldiklerini belirtti.
















Yorumlar kapalı.