Ekim ayında açıklanan enflasyon verileri, hem emekli maaşları hem de asgari ücretin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası oldu. Ekim ayı itibariyle yıllık enflasyon oranı yüzde 48.5, aylık enflasyon ise yüzde 2.88 olarak açıklandı. Bu oranlar, devletin ve özel sektörün maaş politikalarını doğrudan etkileyecek. Ancak asgari ücretle ilgili yapılan açıklamalar, enflasyonun tek başına bir gösterge olmadığını, ekonomik hedeflerin ve işverenlerin de bu süreçte önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
SGK Başuzmanı İsa Karakaş, asgari ücretin 2025 yılına nasıl yansıyacağı konusunda önemli bir tahminde bulundu. Karakaş, “Asgari ücret şu an 17 bin 2 TL olarak uygulanıyor. Ancak enflasyon oranları tek başına bir gösterge olamaz. Çünkü hükümetin belirlediği ekonomik hedefler ve işverenlerin maliyet hesaplamaları da bu zammı şekillendirecek faktörler arasında yer alıyor.” ifadelerini kullandı.
2025 yılı için asgari ücretin hesaplanmasında belirleyici faktörlerin başında Türkiye’nin ekonomik hedefleri geliyor. Karakaş, hedeflenen enflasyon oranının yüzde 17.5 olması durumunda asgari ücretin 19 bin 977 TL seviyelerine çıkabileceğini öngördü. Ancak, bu rakamın hükümet tarafından kabul edilmeyeceği ve çok düşük olduğu kanaatinde. Karakaş, “Bu rakam açlık sınırının bile altında kalır. Cumhurbaşkanımız buna izin vermez” diyerek asgari ücretin daha yüksek bir seviyeye çekileceğine dair güçlü bir vurgu yaptı.
Bir diğer dikkat çekici nokta ise, asgari ücretin işverenler üzerindeki etkisi. Türkiye’deki işverenler, yüksek asgari ücretin uluslararası rekabeti zorlaştırabileceğinden endişe ediyor. Ancak Karakaş, işverenlerin bu maliyetleri göz önünde bulundururken aynı zamanda dezenflasyonist politikaların da devreye gireceğini belirtti. İşverenlerin, iş gücü maliyetlerini ve uluslararası rekabeti dikkate alarak zammı belirleyeceklerini ifade etti.
Yorumlar kapalı.