Bakan Şimşek’in verdiği bilgilere göre, Dünya Bankası son dönemde Türkiye’ye yönelik önemli finansman kaynakları sağladı. Kısa bir süre önce 3 ayrı proje için 1,5 milyar dolarlık finansman temin edildi. Bu kaynaklar Türkiye’nin enerji arz güvenliği ve işletmelerin yeşil dönüşüm sürecinin desteklenmesi gibi stratejik alanlarda kullanılacak.
Ayrıca, Türkiye ile Dünya Bankası arasında 2024-2028 mali yıllarını kapsayan dönemdeki mali ve teknik işbirliğini öngören bir program hazırlandı. Bakan Şimşek, bu programın Dünya Bankası’nın Türkiye’ye önümüzdeki 5 yıl içinde ilave 18 milyar dolarlık finansman sağlayacağını belirtti.
Ülke İşbirliği Çerçevesi Programı (Country Partnership Framework-CPF) adı verilen bu program, Türkiye’nin kalkınma hedeflerine ulaşmasına önemli katkılar sağlayacak. Program kapsamında, afetlere karşı dirençlilik, enerji, yeşil dönüşüm, iklim değişikliğiyle mücadele, ihracatın desteklenmesi, reel sektör, altyapı, lojistik, sanayi, tarım, eğitim, sağlık ve kapsayıcılık gibi birçok alanda Dünya Bankası’nın desteği sağlanacak.
Bakan Şimşek, bu işbirliği programının, Türkiye’nin özel sektörünü geliştirme ve ülkenin kalkınma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olma amacı taşıdığını vurguladı. Özel sektörün geliştirilmesi için sağlanacak finansmanın yaklaşık üçte ikisinin özel sektör projelerine yönlendirilmesi planlanıyor.
Dünya Bankası’nın Türkiye’deki faaliyetlerinin etkisinin artırılması ve ülkenin kalkınma hedeflerine ulaşmasına daha etkili bir şekilde katkı sağlanması için yeni işbirliği programı büyük önem taşıyor. Bu program, Türkiye’nin kalkınma ve ekonomik büyüme çabalarına önümüzdeki yıllarda daha fazla kaynak akışını sağlayarak ülkenin geleceğine güvenle bakılmasını sağlayacak.
Şimşek, şu değerlendirmede bulundu:
“Program, Dünya Bankası kuruluşları olan Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD), Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) tarafından ortaklaşa uygulanacak. Bankanın ülkemizdeki faaliyetlerinin etkisi artırılacak. Bu süreçte, ülkeye özgü zorlukların çözümüne odaklanan, özel sektör katılımını artırmayı hedefleyen ve operasyonlarda bütüncül sonuçları elde etmeyi amaçlayan bir yaklaşım izlenecek.”