Dünyanın büyük belirsizliklerle karşı karşıya olduğu bir dönemden geçildiğini anlatan Şimşek, dünya ticaretinde büyük korumacılık eğilimi olduğunu dile getirdi.
ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Japonya gibi ülkelerin imalat sanayisinde zemin kaybettiğini aktaran Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Şimşek, Türkiye’nin fırsat penceresi oluşturmaya çalıştığını ifade ederek, savunma harcamalarının 2030’lu yıllarda 6 trilyon doları aşacağını ve “eğer hazırlıklıysanız kötümser olacak hiçbir sebep yok” yorumunu yaptı.
Türkiye ekonomisi için yeşil dönüşümün bir zaruret olduğuna işaret eden Şimşek, “Türkiye, son 24 yılda doğal gaz ve petrol benzeri fosil yakıt ithalatına bir trilyon dolar ödedi. Bizim toplam borcumuz 550 milyar doların altında. Yani toplam borcumuzun iki katı kadar bir meblağı fosil yakıt ithalatına ödedik.” dedi.
Şimşek, bu kapsamda Türkiye’de yenilenebilir enerji dönüşümünün hızlandığının altını çizdi.
Şu an uyguladıkları makro istikrar ve reform programıyla Türkiye’yi çok daha güçlü ve hızlı büyütmeyi amaçladıklarını vurgulayan Şimşek, “Borçluluğumuzun düşük olması sanayi, dijital ve yeşil dönüşümü sağlamamızla büyük katkı sunacak. Onun için Türkiye’nin gerçekten geleceği bu anlamda parlak ve potansiyel büyük.” diye konuştu.
Şimşek, Türkiye’nin dünya milli gelirinden aldığı payın 2002’deki yüzde 0,7 seviyesinden halihazırda ikiye katlandığını dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:














