Demir, yazılı açıklamasında, mektubun içeriğinde geçen yıl yurt içi talepte süregelen güçlü seyrin birikimli etkilerinin, vergi ayarlamalarının, döviz kuru gelişmelerinin, ücret artışlarının, hizmet enflasyonundaki katılık ve ham petrol fiyatlarındaki ani yükseliş gibi unsurların enflasyonun sebepleri arasında gösterildiğini belirtti.
Tespitlerin doğru yapılamadığını savunan Demir, “Örneğin mektupta 2023’te gıda fiyatlarından hiç bahsedilmemiş. Gıda fiyatları dar gelirlinin bütçesindeki maalesef en önemli kalemdir. Bundan bahsedilmemesi mektubu gerçeklikten uzak kılıyor” ifadesini kullandı.
Demir, geçen yıl dünyada yüzde 10 düşen gıda fiyatlarının Türkiye’de yüzde 72 arttığını, geçen ay itibarıyla da benzer görünümün söz konusu olduğunu kaydetti.
Merkez Bankasının mektubunda ücret artışlarının enflasyonun etkenlerinden olduğunun belirtildiğini kaydeden Demir, şu değerlendirmede bulundu:
“Mektup, maalesef gıda kelimesini bir defa içermesi ve tarım kelimesini hiç içermemesi bakımından gerçeklerden kopuk bir metindir. TCMB’nin yıl sonu enflasyon hedefi olan yüzde 36’nın yüzde 15’i halihazırda ilk üç ayda gerçekleşmiştir. Yılın özellikle ikinci yarısında baz etkisine bel bağlanarak bu beklenti rasyonalize edilse de geçtiğimiz yıllarda bu beklentiye bel bağlandığı ve başımıza nelerin geldiği malum. Mektubun ana amacının ‘asgari ücrete zam’ yapılmamasının alt yapısını hazırlamak olduğu görülmektedir.”
Kaynak: AA