Prof. Dr. Aziz Çelik’in açıklamalarına göre, 2025 yılı gelir vergisi ilk tarife dilimi (yüzde 15), yeniden değerleme oranı (YDO) kadar artırılarak 158 bin TL olarak ilan edildi. Oysa Cumhurbaşkanı, 2024’te 110 bin TL olan ilk vergi dilimini 2025 için 237 bin TL’ye kadar (YDO’nun yüzde 50 fazlası) yükseltme yetkisine sahipti. Ancak bu yetkisini kullanmadı. Bu durum, çalışanların daha kısa sürede bir üst vergi dilimine geçmesine ve daha fazla vergi ödemesine yol açacak.
Prof. Dr. Çelik’in dikkat çektiği bir diğer nokta ise, vergi dilimlerinin asgari ücret artışının çok gerisinde kalması. 2000 yılında ilk vergi dilimi asgari ücretin 22 katı iken, 2025 yılında bu oran 7,1 katına düşecek. Eğer ilk vergi dilimi asgari ücret kadar artırılmış olsaydı, 2025 yılı için 480 bin lira civarında olması gerekiyordu. Bu da çalışanların daha hızlı bir şekilde üst vergi dilimlerine girmesine ve daha çok vergi ödemesine neden olacak.
2025’te asgari ücrette vergi istisnası uygulaması da çalışanlara kaybettirmeye devam edecek. Bilindiği gibi asgari ücrete vergi istisnası uygulanıyor. Ancak, bu istisna çalışanlar aleyhine uygulanıyor. Prof. Dr. Çelik’e göre asgari ücret istisnasının matrahtan indirim yoluyla değil de vergiden indirim yoluyla uygulanması çalışanları mağdur ediyor ve daha çok vergi ödemelerine yol açıyor.
Mevcut uygulamada, çalışanın toplam ücreti vergi istisnasına konu olan asgari ücret ile birlikte toplanarak vergi dilimine sokuluyor. Bu durumda istisna edilen vergi tutarı düşüyor ve çalışanlar daha çok vergi ödemek zorunda kalıyorlar. Oysa Prof. Dr. Çelik’e göre önce asgari ücretin matrahına istisna uygulanmalı ve ardından kalan ücret miktarı vergi dilimine tabi tutulmalı. Bu yöntem, asgari ücret istisnasının çalışan lehine uygulanması anlamına gelecektir ve küçük bir kanuni değişiklikle çözülebilecek bir durumdur.
Yorumlar kapalı.