Ekonomistten vergi tepkisi: İhale, orta ve düşük gelirliye bırakılacak gibi!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’de tek çırpıda sayılamayacak kadar çok vergi olduğunu belirten Prof. Dr. Burak Arzova, “Bunların etki analizleri yapılıyor mu? Bu etki analizleri neye göre yapılıyor? Bunların hiçbirini bilmiyoruz” dedi. Hazırlanan vergi paketini değerlendiren Arzova, “Vergide sadeleşme, gücü olandan daha fazla vergi alınması, özellikle Nas ekonomisi döneminde çokça zenginleşen bir grubun vergilendirilmesi konusu gündeme geliyordu. En son taslağa baktığımızda bu da çıkartılmış gibi gözüküyor. Beyana tabi gelirler ile yapılan harcamalar arasındaki farkın yüzde 20’den fazla olumsuz olması durumunda bunların özel bildirim istenmesi konusu vardı. Bu, servet vergisi olarak adlandırılmıştı. Bunun taslaktan çıkartıldığını okuyoruz” dedi.

Bir diğer konunun da borsada işlem vergisi olduğunu belirten Arzova, “Ama anladığımız borsada işlem gören senetlerde, elde tutulduğu süreyle bağlantılı olarak alım satımından elde edilen kazançların vergilendirilmesi konusu da düşürülmüş. Hem uzun süreli tasarrufları artırmak hem de her işlem üzerinden vergi almak yerine, nette yıl sonunda elde edilen bir gelir varsa bunun vergilendirilmesi konusu bence adaletli olan bir konuydu. Bundan da vazgeçilmiş gibi duruyor” dedi. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte daha dolaylı vergiler üzerinden gidileceğini düşündüğünü dile getiren Arzova, “İhalenin daha çok vatandaşa, orta ve düşük gelirli kısma bırakılacağı bir vergi taslağı olacağını düşünüyorum. Aslında bu ekonomik durumun ortaya çıkmasından hiç de sorumlu olmayanların faturayı ödemek konusunda ön plana çıkartıldığı bir yaklaşım izleyeceğiz gibi duruyor. Bu vergi düzenlemesinin en sıkıntılı ya da belki en huzursuz edici kısmı burası gibi duruyor” değerlendirmesini yaptı.

Öte yandan tasarruf tedbirlerinin konuşulmadığının altını çizen Prof. Dr. Burak Arzova, şunları söyledi: “Bence tasarruf tedbiri zaten baştan beri hiç düşünülmedi ama kamuoyu, özellikle kamunun yüksek harcamalarını ön plana çıkartınca önlemler dizisi ortaya konuldu. Orada da iş biraz sulandırıldı. Sokak ışıklandırılmasında tasarruflu ampullere geçilmesi konusu gündeme geldi. Buradan elde edilecek tasarruf da deve de kulak kalınca şimdi eldeki tek şey bu bütçenin gelir ayağının iyileştirilmesi. Bunda da daha yüksek gelirli gruba dokunulamıyor anladığımız kadarıyla. Yine halk ihalenin en büyük kısmına istemeden ortak edilmiş gibi duracak.”

“Türkiye’de bir IMF programı uygulanmaya çalışılıyor benim anladığım kadarıyla. Ama burada IMF yok” diyen Arzova, bu politikada da yabancıların Türkiye’de yatırımlarını artırmasının beklendiğini vurguladı. Arzova, “Yabancılar gelmedi değil; geldi. Ama istenilen ölçüde gelmedi. Çünkü geçmişteki uygulamalardan çok ağızları yandı. Yasal düzenlemeler konusunda tereddütler var. Merkez Bankası başkanı, ekonomi yönetimi, şu anda mevcut görevlerini yapıyorlar ama yarın ne olacağı belli değil. Sayın Cumhurbaşkanı’nın faizlere ilişkin yorumu bence biraz kafaları karıştırdı“ dedi. Para politikası konusunda büyük bir problem olmadığını ifade eden Arzova, şöyle devam etti: “Buradaki en büyük problem bütünleşik bir halde politikaların olmaması. Maliye politikası, para politikasıyla uyumlu değil. Kur politikasının ne olduğunu bilmiyoruz. Merkez Bankası üst yönetimi, kuvvetli ve ekonominin şartlarına uygun kararı alabilecek yetide. Ama onlara ne kadarlık bir alan tanınabilir? Bunu da bilemiyoruz. Vergi konusunda etki analizi yapılmadan, hangi kesimlere değer analizi yapılıyor? Yani ‘Bize oy verenlere değerse hiçbir şey yapamayız. Ama bize değmeyenlere yap eldeki zammı onlar bize zaten hiç oy vermiyorlar. Boş ver” mantığı da birazcık var bu politikanın içerisinde. Onun için ben bütün bunların rüzgarın savurduğu yönle gidilen bütünleşik bir politika olduğunu düşünüyorum. Maliye politikası gerçekten para politikasıyla uyumlu bir yapıda gidiyor olsa tabii ki gelir artırıcı önlemleri almak doğal. Özellikle de böyle büyük bir bütçe açığının olduğu ekonomide… Ama tasarruf tedbirlerinin de aynı ciddiyetle yapılıyor olması gerekir.”

Dr. Nuri Sevgen ise vergiyle ilgili konunun özellikle bu haftanın önemli konusu olacak gibi göründüğünü belirtti. Bir diğer önemli bir konunun da perşembe günü açıklanacak olan Merkez Bankası’nın faiz kararı olduğunu söyleyen Sevgen, “Bir faiz değişimi beklenmiyor. Geçen hafta likidite fazlası vardı. Perşembe akşamı 260 milyar TL’lik bir likidite fazlası oluşmuş. Cuma günü Merkez Bankası bunu yeniden çekmiş. Merkez Bankası olması gerektiği gibi çalışıyor. Ama Hazine ve Maliye tarafında çalışmaların ne olacağı, piyasaya ne etkileri olacağı bu haftanın konusu. Diğer bir gündem konumuz da bu hafta vade sonu. Yani Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası’nda haziran vadeli kontratların son haftası. Bu hafta 6 aylık bilançolar da bağlanacak. 6 aylık bilançolar, bu cuma akşamki kapanışa göre bilançolandırılacak. Bu da önemli bir gelişme. Piyasada bu hareketliliği görebiliriz. O yüzden bu hafta oldukça volatil bir süreç olma eğilimi sergiliyor. Buna dikkat etmek lazım” diye konuştu.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ekonomistten vergi tepkisi: İhale, orta ve düşük gelirliye bırakılacak gibi!

You Can Subscribe To Our Newsletter Completely Free

Don't miss the opportunity to be informed about new news and start your free e-mail subscription now.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Sosyal Medyada Biz