Özellikle SEC’in ETH’yi menkul kıymet olarak sınıflandırma olasılığı yıllardır tartışılırken, Trump yönetiminin göreve gelmesiyle birlikte bu ihtimalin zayıfladığı ifade ediliyor. Hatta Eric Trump’ın X platformunda yaptığı “ETH eklemek için harika bir zaman” paylaşımı, Ethereum fiyatında kısa süreli bir yükselişe neden oldu. Ancak bu olumlu düzenleyici atmosfer, Ethereum üzerindeki yoğun kısa pozisyonların önüne geçmedi.
Piyasadaki çalkantılar arasında, 2 Şubat’ta Ethereum’un 60 saat içinde %37 değer kaybetmesi dikkat çekti. Bu süreçte hedge fonlarının ETH’ye yönelik kısa pozisyonlarını artırdığı belirtiliyor. Öte yandan, Aralık 2024’te Ethereum’a güçlü bir fon akışı gerçekleşmiş ve üç hafta içinde 2 milyar doların üzerinde giriş kaydedilmişti. Özellikle haftalık 854 milyon dolarlık giriş, ETH için rekor seviyeye ulaştı.
Piyasanın önemli dönüm noktalarından biri de 21 Ocak’taki ABD başkanlık yemin töreni ve 3 Şubat’taki sert düşüş oldu. Bu tarihlerde Ethereum’un işlem hacminde dikkat çekici artışlar yaşandı. Ancak yoğun fon girişine rağmen ETH, 2021 Kasım’ında gördüğü tüm zamanların en yüksek seviyesinin (ATH) %45 gerisinde kalmaya devam ediyor.
Kısa pozisyonlardaki büyük artış, piyasanın geleceğine dair birçok spekülasyonu da beraberinde getiriyor. Bazı uzmanlar, piyasadaki bu aşırı pozisyonlanmanın Ethereum’da sert fiyat hareketlerine yol açabileceğini düşünüyor. Özellikle olası bir short squeeze (kısa pozisyon sıkışması), ETH’nin Bitcoin karşısındaki performans açığını kapatabilir mi sorusunu gündeme getiriyor.
Mevcut veriler, 2024 başından bu yana Bitcoin’in Ethereum’a kıyasla 12 kat daha iyi performans gösterdiğini ortaya koyuyor. Ayrıca Bitcoin’in piyasa değeri, Ethereum’un tam altı katına ulaşmış durumda. Bu fark, 2020’den bu yana iki varlık arasındaki en büyük makas olarak kayıtlara geçti.