Davayı gören Ereğli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, kira sözleşmesi ile tahliye taahhütnamesinin arka arkaya günlerde imzalanmasını “hayatın olağan akışına aykırı” buldu. Mahkeme, kiracının baskı iddiasını inandırıcı bularak davayı reddetti ve ev sahibi lehine tahliye kararı verilmesini uygun görmedi.
Adalet Bakanlığı, kararı inceleyerek hukuki açıdan uygun bulunmadığını değerlendirip Yargıtay’a başvurdu. Başvuruda, tahliye taahhütnamesinin kira ilişkisi kurulduktan sonra verildiği ve geçerli sayılması gerektiği belirtildi. Ayrıca, kiracının öne sürdüğü baskı iddiasını destekleyecek herhangi bir somut belge ya da delil sunmadığına dikkat çekildi.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Türk Borçlar Kanunu’nun 352. maddesini esas alarak verdiği kararında, tahliye taahhütnamesinin geçerli olduğunu vurguladı. Kararda, “Davalı, belgeye tanzim tarihinin sonradan eklendiğini iddia etmişse de bu iddiasını belgeyle ispat edememiştir” ifadelerine yer verildi. Bu gerekçeyle ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya aykırı bulunarak kanun yararına bozuldu.
















Yorumlar kapalı.