Temmuz ayında ise politika faizinde 50 baz puanlık bir artış yapılmıştı. Bu ay artış oranının daha az olacağı beklentisi, fiyatlardaki artışın az da olsa yavaşlamasından kaynaklanıyor. İngiltere’de haziran ayında enflasyon az bir oranda düşerek yüzde 7,9’a gerilemişti. Mayıs ayında ise enflasyon yüzde 8.7 olarak gerçekleşmişti. İngiltere enflasyonla mücadelede geleneksel faiz artırma stratejisini uyguluyor. Amaç borçlanmayı daha maliyetli hale getirerek tüketicilerin daha az para harcamasını, böylece fiyatları düşürmeyi sağlamak.
Enflasyonun yüzde 10’dan fazla olduğu ocak ayında İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, yıl sonuna kadar enflasyonu yarıya düşürme sözü vermişti.
İngiltere Merkez Bankası faiz artışına bir süre daha devam edecek gibi görünse de, bazı ekonomistler bankanın yeni artış yapmadan önce, önceki faiz artışlarının etkisini göstermesini beklemesi gerektiğini savunuyor. Serbest piyasa konusunda çalışan düşünce kuruluşu Institute of Economic Affairs (IEA – Ekonomik İlişkiler Enstitüsü), bu görüşü savunanlardan.
IEA üyesi ve Lloyds Bankası eski baş ekonomisti Trevor Williams “Önceki faiz artışları ve ürün fiyatlarındaki küresel düşüşün enflasyonu aşağı çekmesi biraz zaman alacaktır. Daha fazla faiz artışı gereksiz ve ekonomik olarak zararlı olabilir. İngiltere ekonomisi daha keskin bir yavaşlamanın eşiğinde” dedi. Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey ise bankanın “resesyona neden olmaya çalıştığı” iddialarını yalanlamıştı. Ekonominin 2-3 ay üst üste küçülmesi resesyon anlamına geliyor.
Bailey geçen ayki faiz artırımı sonrası yaptığı açıklamada “Ev kredisi ve borç ödeyenlerin bundan endişe duyması anlaşılabilir ama enflasyon hala yüksek ve bununla mücadele etmemiz gerek” demişti. Faiz oranlarının artması nedeniyle, İngiltere’de ev fiyatları temmuz ayında son 14 yılın en keskin düşüşünü yaşadı. (BBC Türkçe)
