Poyrazdamları Mahallesi Muhtarı Nejat Çam, domates tarlasında şu açıklamada bulundu:
“Burası Ahmet Çankaya’ya ait bir tarla. Masrafını karşılamadığı için burasını köylülerimize dağıtmaya karar verdi. Bu olay sadece domatesle bitmiyor. Köyümüzün ürettiği karpuz, domates, bağ fidanı, patlıcan, biber gibi mahsullerin hiçbir şekilde para etmediği görüldü. Buna istinaden gençlerimiz buradan gitmek istemiyor. Ancak bu şekilde devam ettiği sürece onlar da üretimden vazgeçecek. Artık üretmeyi bırakacaklar, bir şekilde şehre gidip iş arayacaklar. Kesin çözüm olarak tarım politikasının daha iyi bir yere getirilmesi, daha iyi araştırılması için gerekli çalışmanın yapılmasını istiyoruz.”
Çiftçi Fatih Turanlı ise şunları söyledi:
“Şu anda Ahmet Çankaya abimizin domates tarlasındayız. Domatesi toplaması ve üretim maliyeti, toplasa bile amele parasını karşılamadığı için, sosyal medyadan domatesleri dağıtacağını söyledi. Şu anda vatandaşlar domatesleri topluyorlar. Artık son noktadayız. Çiftçinin geldiği son nokta, yapılan üretimlerin üretim maliyetini bile karşılamaması. Şu anda özellikle domates üreticisi bitik durumda. Üretici cebinden verdiği parayı geri alamıyor. Bizler toprağa gömüyoruz parayı. Artık diyecek bir şey yok. Allah yardımcımız olsun. Sesimizi duyarlar mı bilmiyorum ama bu gidişle üretim artık biter. Ben de üreticiyim, artık üretmeyi düşünmüyorum. Bu sene bu maliyetleri karşılayamadığımız için traktörümüzü satacağız, belki tarlamızı da satacağız. Eğer bunları satarsam, seneye ne üreteceğim?”
Üretici Mustafa Bilgiç ise şu ifadelere yer verdi:
“Biz ürettik işte şimdi de yerde kalışını izliyoruz. Benim gibi herkes seyrediyor. Tarım Bakanlığı’na buradan sesleniyorum; gelin bir halimizi görün, üretim şartlarını görün. Biz bu yerlere ilacını, gübresini, işçiliğini geçtik, öz sermaye olarak su harcadık, milli servet olarak su harcadık. Pompalar çalıştırdık, yeraltı kaynaklarından su çektik. O sular boşa gitti. Biz bu suların karşılığını almak istedik ama onu bile alamadık. Şu anda zarardayız. Çiftçi ağlıyor, çiftçi bitiyor. Kimin umurunda kimin değil bilmiyorum ama çiftçi bitti. Bu sadece domatesle kalmadı. Herkes duyuyordur; patlıcan, biber, karpuz, salatalık… Her şey kötü. Hani o diyorlar ya, ‘az ekseydiniz.’ Ben de onlara soruyorum, biz ne ekseydik acaba? Gelin siz karar verin bizim ne ekeceğimize, ona göre ekim yapalım. Herkes söylüyor, ‘domates çok ekildi, mısır para yapmıyor, buğday para yapmıyor, pamuk para yapmıyor, hiçbir şey para yapmıyor.’ Biz ne ekelim? Bir çıkış yolu arıyoruz. Herkes gibi başka mesleğimiz yok. Tek yapmamız gereken toprağı ekip biçip para kazanmak, onu da yapamaz olduk.
Birilerinin sayesinde bu hale geldik ve hâlâ düşmeye devam ediyoruz. Girdi maliyetleri her yıl katlanarak artıyor. Fakat geçen sene 4.20 TL’ye satılmış domates, bu sene 1.80 TL. Ben soruyorum, girdiler de böyle düşecek mi? Salça fiyatları da düşecek mi? Hayır. Onlar artacak, çiftçinin malı düşecek. Biz buna alıştık ama alışmak istemiyoruz. Biz de para kazanmak istiyoruz, en azından emeğimizin karşılığını almak istiyoruz. Yanlış tarım politikaları yüzünden ihracat kapandı, fabrikalar salçayı satamadı. Bu da çiftçiye yansıdı. Bu sadece domates değil, bütün ürünlerde aynı. Biz sadece Tarım Bakanı’ndan güzel bir tarım politikası bekliyoruz. En azından ekim düzeni olarak herkesin fazladan ekmeği için ya da hepsine para yaptırarak eskiden pamuk para yapardı. Ovanın düzeni vardı, oradakiler pamuk para yapıyor diye pamuk ekerdi. Diğer üreticiler karpuz, domates ekerdi ve para kazanırdı. Şimdi pamuk para etmiyor. Herkes domatese, bibere yöneldi. Böyle olunca hiçbir şey para yapmadı. İhracat da kapatılınca fabrikalar satamıyor, bizim malımızı almak istemiyorlar. Biz bunların düzelmesini bekliyoruz. Çok bir şey değil, sadece emeğimizin karşılığını istiyoruz.”
Yorumlar kapalı.