Merkez Bankası Başkanı Karahan, enflasyon için tarih verdi
Özette, ”Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir” denildi.
”Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır” denilen özette, şunlar kaydedildi:
’’Küresel büyüme görünümündeki sınırlı iyileşme yılın ikinci çeyreğinde de devam ederken, işgücü piyasaları arz talep dengesindeki normalleşme eğilimi sürmüştür. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2024 yılında yüzde 2,0 artışla 2023 yılındaki yüzde 1,8’in sınırlı oranda üzerinde büyüyeceği tahmin edilmekte ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdüreceği değerlendirilmektedir. Hizmet sektöründe olumlu seyir devam ederken imalat sanayindeki zayıf görünüm korunmuştur. ABD ekonomisi büyüme eğilimi diğer gelişmiş ülkelerden olumlu ayrışmaya devam etmiştir. Küresel talep görünümü, arz yönlü faktörler ve jeopolitik riskler nedeniyle emtia fiyatları dalgalı bir seyir izlemektedir. Küresel ekonomi ve ticaret politikalarına ilişkin belirsizlikler ile jeopolitik gelişmeler küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir.
Küresel enflasyondaki düşüş devam etmektedir. Hizmet sektöründeki enflasyon katılığı zayıflamakla birlikte enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde (GOÜ) faiz indirim süreçleri devam ederken, merkez bankalarının bu süreçleri enflasyon görünümündeki olumlu eğilimi koruyacak şekilde sürdürerek temkinli bir yaklaşım izleyecekleri değerlendirilmektedir. Diğer taraftan küresel belirsizlikler nedeniyle son dönemde GOÜ piyasalarından portföy çıkışları gözlenmiştir.
TL mevduatı önceliklendiren makroihtiyati politikaların da katkısıyla mevduat faizleri 18 Ekim haftasına kıyasla önemli bir değişim göstermeyerek 15 Kasım haftası itibarıyla yüzde 56,0 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 382 baz puan azalarak yüzde 52,7 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 70 baz puan azalarak yüzde 70,4 olurken; konut kredisi faizleri, 53 baz puan azalarak yüzde 40,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Genel olarak dalgalı bir seyir izleyen taşıt kredisi faizleri 15 Kasım itibarıyla yüzde 40,7 seviyesinde oluşmuştur.
Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 18 Ekim’den sonra yükselerek yüzde 2,0 seviyesinden yüzde 2,3 seviyesine gelmiştir. Bu artışta ihtiyaç ve konut kredisi büyümelerindeki yükseliş etkili olmuştur. Aynı dönemde TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 2,3 seviyesinden yüzde 1,1’e gerilemiştir. Kur etkisinden arındırılmış yabancı para (YP) ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması, bir önceki PPK dönemine kıyasla değişmeyerek yüzde 1,5 olarak gerçekleşmiştir. Böylece, ticari kredi büyümeleri kredi kısıtlarının altında oluşmuştur.
Artan Türk lirası mevduat payı göz önünde bulundurarak 22 Kasım 2024 tarihinde makro ihtiyati çerçevede sadeleşme adımlarının atılmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda, kısa vadeli Türk lirası (TL) mevduat hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranları yüzde 15’ten yüzde 17’ye yükseltilirken; yabancı para (YP) mevduat için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı yüzde 5’ten yüzde 4’e indirilmiştir. Bunlara ek olarak; tüzel kişi TL mevduat payı hedefi kaldırılmış ve KKM’nin TL’ye geçişine ve yenilenmesine ilişkin toplam hedef yüzde 75’ten yüzde 70’e indirilmiştir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası rezervleri, 18 Ekim’den bu yana 2,68 milyar ABD doları azalarak15 Kasım 2024 itibarıyla 156,68 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 16 Ekim’den bu yana sınırlı miktarda düşerek 20 Kasım 2024 itibarıyla 260 baz puan seviyesine gelmiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 20 Kasım itibarıyla yüzde 12,97 seviyesine yükselirken, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 22,22 seviyesine düşmüştür. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına 2,56 milyar ABD doları giriş, hisse senedi piyasasından ise 0,21 milyar ABD doları çıkış olmak üzere toplam 2,35 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir.
TALEP VE ÜRETİM
Eylül ayında perakende ve ticaret satış hacim endeksleri, aylık ve çeyreklik bazda artmıştır. Altın hariç bakıldığında ise, perakende satış hacmindeki çeyreklik artış daha ılımlıdır. Hizmet üretiminin yanı sıra talebi hakkında da bilgi sunan hizmet üretim endeksi, üçüncü çeyrekte gerileyerek çeyreklik bazda azalışını sürdürmüştür. Otomobil ve beyaz eşya satışlarının üçüncü çeyrekteki seyri yurt içi talepte kademeli yavaşlamaya işaret etmiştir. Ekim ayında kartla yapılan harcamalar yataya yakın seyrederken kasım ayının ilk haftasına ilişkin veriler sınırlı bir düşüş ima etmektedir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, iç piyasa siparişlerinin dördüncü çeyrekte, üçüncü çeyreğe benzer şekilde zayıf seyrettiğini göstermektedir. Bu çerçevede, yüksek frekanslı veriler ve anket verileri gibi son çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldiğini ima etmektedir.
Yorumlar kapalı.