Araştırmanın en dikkat çeken bulgusu, “ilk gün” ve “ömür boyu” salım değerleri arasındaki fark oldu.
Üretim Anı: Evet, bir elektrikli otomobil, batarya üretim süreçleri nedeniyle fabrikadan çıktığı anda, benzinli bir araca göre %40 daha fazla karbon emisyonu yaratmış oluyor.
Kırılma Noktası: Ancak bu dezavantaj çok kısa sürüyor. Elektrikli bir araç, yola çıktıktan yaklaşık 17.000 kilometre sonra (ortalama bir sürücü için yaklaşık 1 yıllık kullanım), toplam karbon ayak izini benzinli rakibiyle eşitliyor ve o noktadan sonra sürekli olarak daha temiz hale geliyor.
Araştırma, ortalama 20 yıllık bir kullanım ömrü boyunca tabloya bakıldığında ise farkın devasa boyutlara ulaştığını gösteriyor. Tüm ömrü boyunca bir elektrikli otomobil, benzinli bir araca kıyasla tam %73 daha az sera gazı emisyonuna neden oluyor.
Bu yıl Avrupa’da satılan orta segment bir elektrikli aracın kilometre başına karbon salımı 63 gram olarak ölçülürken, aynı segmentteki benzinli bir aracın salımı ise neredeyse dört katına çıkarak 235 gram seviyesine ulaşıyor.
Elektrikli araçların her geçen yıl daha da “temiz” hale gelmesinin sırrı, elektriğin üretilme biçiminde yatıyor. Son dört yılda elektrikli araçların toplam emisyonları %24 oranında düştü. Bunun en büyük nedeni ise Avrupa Birliği’nde yenilenebilir enerji kaynaklarının (güneş, rüzgar vb.) elektrik üretimindeki payının %38’den %56’ya yükselmesi.













Yorumlar kapalı.