Son dönemde piyasaya sürülen 600 milyon dolar tutarında sahte banknotun, Orta Doğu kaynaklı olduğu iddia ediliyor. Bu durum, Türkiye genelindeki döviz piyasasını büyük bir krize sürükledi. Uzmanlar, özellikle açık renkli kağıda basılmış 50 ve 100 dolarlık sahte banknotların tespit edilmesinin zorlaştığını belirtiyor.
Sahte banknotların para sayma makineleri ve ATM’ler tarafından dahi tespit edilememesi, bankaları ve döviz bürolarını radikal adımlar atmaya zorladı. Birçok işletme, 50 ve 100 dolarlık banknotların alımını tamamen durdurdu. Kapalıçarşı esnafı, iş yerlerine “50 ve 100 dolarlık banknot alınmamaktadır” uyarısı asarak müşterilerini bilgilendirdi.
Artan sahte para vakaları nedeniyle birçok vatandaş, güvenli bir yatırım aracı olarak altına yönelmeye başladı. TGRT Haber’e konuşan Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, şu ifadeleri kullandı:
“Bundan iki hafta önce başladı bu sorun. 50 dolar çok fazla işlem yapmak istemiyor esnaf. Şimdi hafta başından beri 100 dolarların özellikle kağıdın kendi rengiyle basılmış olanlarıyla bir de hafif yeşil rengi verilmiş olan baskıları arasında bir sıkıntı olmaya başladı. Yeni baskıların sıkıntısı yok ama o sahte olarak basılanların 600 milyon dolarlık olduğu söyleniyor. Burada sıkıntı şu, özellikle para sayma makinelerinde de ayırt edilemiyor. Yani bu tür paralar daha ziyade para sayma makinelerinde içindeki demir tozlarıyla ayırt edilebiliyordu. Aynı kağıda basıldığı zaman ayırt edilmesi ancak gözle ve bu konudaki uzman olan kişilerle anlaşılıyor. Çünkü merkez bankalarında da bunların klişeleri var. Bununla mukayese edilebiliyor.
Dolayısıyla bu riske girmemek için şu anda 100 dolarlar, o bahsettiğim açık renkli kağıda basılmış olan 100 dolarlar alınmıyor. Biraz bu noktada sıkıntı var. Bankalarda işlerinin yoğunluğundan dolayı bu yüklü miktarda gelen dövizlerin içinden bunu ayıramayacakları için almamayı tercih ediyorlar.
Bu süreçte dövizi banka ve yetkili müesseseler dışında herhangi bir yerden almak biraz sakıncalı olabilir. Burada vatandaşı uyarmak gerekir. Bu tür şeyler zaman zaman Türk Lirası’nda da gündeme gelebiliyor. 50 liralıkların, 200 liralıkların sahteleri zaman zaman yakalanabiliyor. Polisiye tedbirlerle bunların menşeleri bulunabiliyor veya mekanları bulunabiliyor.
Tabii döviz büfelerinde bu konuda birazcık yoğunluk da söz konusu işlem yapma açısından. Ama genele baktığımız zaman bunun piyasada çok fazla bir teyakkuz dönemi olacağı kanaatinde değilim. Çünkü Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikası kurulu para politikası çerçevesinde özellikle dövizde kontrollü dalgalı kur uygulaması nedeniyle döviz fiyatları sabit olduğundan, vatandaş dövizde çok fazla bir getiri sağlayamayınca bir süreden beri uzak duruyordu zaten. Çok fazla bir döviz talebini etkileyecek bir konum da değil konu. Zaten döviz talebi yok. O bakımdan bu tür şeyler zaman zaman yaşanabiliyor ama bugünkü yaşanılan miktar olarak biraz daha fazla. Muhtemelen otorite, ekonomi yönetimi veyahut da Merkez Bankası veya BDDK bununla ilgili tedbirler alabilir diye düşünüyorum.”
Yorumlar kapalı.