TBB’nin açıkladığı verilere göre, 2024 Haziran itibarıyla yakın izlemedeki kredi stoku, bir önceki yıla göre yüzde 36 artışla 1 trilyon 80 milyar TL’ye ulaştı. Bu rakam, 2023 yılsonunda 912 milyar TL, 2022 sonunda 649 milyar TL, 2021 sonunda ise 543 milyar TL seviyesindeydi. Bu artış, bankaların bilançolarında büyük bir risk oluşturuyor ve kredi kalitesindeki bozulmanın boyutunu gözler önüne seriyor.
Bankaların takipteki kredi portföyleri ile yakın izlemedeki kredi tutarı, 2024 yılının ilk yarısında 191 milyar TL artış göstererek 1 trilyon 94 milyar TL’den 1 trilyon 285 milyar TL’ye yükseldi. Böylece, toplam sorunlu kredi stoku yılın ilk yarısında yüzde 17,4 oranında artış kaydetti. Bu tablo, bankacılık sektöründe kredi riskinin giderek büyüdüğünü ortaya koyuyor.
Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre; daha da endişe verici olan ise bu rakamların içinde varlık yönetim şirketlerine satılan milyarlarca liralık takip dosyalarının ve yeniden yapılandırılan “zombi firma” kredilerinin bulunmaması. Bazı bankalar, takipteki kredilerini varlık yönetim şirketlerine satarak bu süreci az zararla atlatmaya çalışıyor. 2024 yılı sonuna kadar bankacılık sektörünün, varlık yönetim şirketlerine devredeceği kredi miktarının geçen yılki 13 milyar TL seviyesini aşması bekleniyor. Ancak bu satışlar, sorunlu kredilerin büyüklüğünü tam olarak yansıtmadığı için, tabloyu daha da karmaşık hale getiriyor.
Bankacılık sektöründe, Haziran 2024 itibarıyla yeniden yapılandırılan veya yeni bir itfa planına bağlanan kredilerin toplamı 584 milyar TL’ye ulaştı. Bu kredilerin 545 milyar TL’si (yüzde 93,3’ü) yakın izlemedeki kredilerden, 39 milyar TL’si (yüzde 6,7) ise takipteki alacaklardan oluşuyor. 2023 sonunda bu rakam 509 milyar TL, 2022 sonunda 424 milyar TL, 2021 sonunda ise 320 milyar TL seviyesindeydi. Yeniden yapılandırılan kredilerin bu denli artması, bankaların kredi kalitesini koruma çabasının bir yansıması olarak değerlendirilebilir, ancak aynı zamanda finansal sistemdeki kırılganlığın da bir göstergesi.
Yorumlar kapalı.