Şehrin en işlek noktalarından biri olan Saraçlar Caddesi’nde, ANKA Haber Ajansı’na konuşan yurttaşlar, tava ciğerine artık uzaktan bakar hale geldiklerini anlattı.
Emekli Bülent Örs, burada doğup büyüdüğünü ve 51 yaşında olduğunu belirterek, “Bir Edirneli olarak çok uzun yıllardan beri tava ciğeri maalesef yiyemiyoruz. Tek başımıza da çıktığımızda bir türlü boğazımızdan da geçmiyor. Evliyim. Bir kızım, bir oğlum, 5 de torunum var. Bunlarla çarşıya çıksak yaklaşık 300 lira olan bir ciğeri nasıl yiyeceğiz ki? Edirneliyim ben, yani yerlisi olarak bile çok uzun yıllardan beri henüz daha yiyemedim. Sarayiçi’nde bir kilo etin 2 bin lira olduğu, bir çocuk oyununun 100 TL olduğu, bir top dondurmanın 50 lira olduğu yerde asgari ücretle çalışan ne yapabilir ki? Üstelik bir de işsizim. TYP’den 9 aylık programa katıldım. Maalesef program 30 Haziran’da sona erdiği için şu anda da işsizim. Üstelik yüzde 81 de engelliyim. Ülke böyle, gidişatı böyle. Yapılacak herhangi bir şey de yok herhalde” diye konuştu.
Simit satan emekli Kerim Tüfekçi de şunları söyledi:
“Ülkenin genelinde Edirne ciğeri meşhurdur. Şu ekonomik krizden dolayı maalesef yerli halk ciğer yiyemiyor. Buranın bir şansı var; Bulgarlar, Yunanlar geliyor. Ekonomisi onların üzerinden yürüyor Edirne’nin. Emekli maaşları bugün 10 bin 500, 12-13 bin civarında. Emekli diye ev dahi kira vermiyorlar. Suriyelilere ev var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına ev yok. Bugün ekonomi gitmiş, Türkiye gitmiş. Yani ciğer yiyecek bir şey yok insanlarda. Ekonomik durumu iyi olanlar var. Bu ülkede yaşayan var, yaşamayan var yani. Bir kısım ölüdür, bir kısım yaşıyor. Azınlık yaşayandır, çoğunluk ölendir. En son ben bir ay önce ciğer yedim. Ayda bir kere… O da maaşı alırsak, torunlardan kalırsa yeriz. Yoksa evde kendimiz yapıp yiyoruz. Tavuk ciğerini yiyoruz, dana ciğerini yiyemiyoruz. Ben simit satıyorum. Giyimime kuşamıma bak. Ben 10 bin 500 lira alıyorum. 1500’den aşağı bir pantolon alamazsın. İkinci el almaya başladık.”
Emekli Ceyhan Ceylan da şöyle konuştu:
“Düne kadar yiyorduk, şimdi internetlerde görüyoruz. 300 lirayı geçmiş. Ayda yılda bir kere, ufak bir yer var meşhur olan bir yer değil, orada yemeye uğraşıyorum. Tatmak adına, az da olsa. Daha çok Edirne dışından gelenler, ünlü bir ciğerci var, orada çok kuyruk oluyorlar. O da çok garnitür vermesiyle meşhur olmuş. Önünden bile geçemiyoruz, yaklaşamıyoruz. Şu an 52 yaşındayım. Emekli oldum, 33,5 yıl ile. Yani 25 yılın üstüne 8,5 yıl fazla prim ödedim. Şu anda emekli maaşım çok kötü, 10 bin lira maaş alıyorum. Hani fazla prime fazla maaş vardı. Yok öyle bir şey. Ağır sanayide çalıştım, ondan dolayı maaşım yükselecekti; yok öyle bir şey. Bir leva 18 lira olmuş. Adamın yere düşen levası Türk parasına karşı 18 lira. Bizim bir liramızın hiçbir alım gücü yok. Sakız bile alamıyorsun artık. Gerek Bulgarlar gerek Suriyeliler, Türkiye’de çok rahat yaşıyorlar. Ülkemiz Bulgarlar için AVM, Suriyeliler için doğumhane. Yazıklar olsun yani gerçekten. O kadar sene emekli olmayı düşündüm, emekli olduktan sonra da öyle bir kötü zamana denk geldim. Hayallerimi bile bitirdiler”
Kaynak: ANKA
Yorumlar kapalı.